10 yıl önce bir makineyle başladığı ve zaman içerisinde couture anlamında müşteri potansiyelini büyüten oluşumunu yakından takip etmiş ve bu oluşum sürecinde annesinin yanında kendi tasarımlarını oluşturmaya başlamıştır. 2011 yılında kendi koleksiyonunu oluşturmaya karar veren modacı Mehmet Korkmaz ‘His’ adlı koleksiyonunu hazırlamıştır. Mehmet Korkmaz modayla ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyor;
Moda 2008 e kadar bende sistemdi görsellik sanatıdır diyordum ama artık günümüzde modanın seksi ifade ettiğini düşünüyorum. Tamamen stili olmayan askıda gördüğü elbiseye bu güzelmiş diyebilen vizyona sahip insanların bulunduğu bir ülkede yaşadığımızı düşünüyorum. Türkiye’de ne yazık ki geniş vizyona sahip kadın azınlıkta. Maalesef kimse moda yapmıyor, kimse yeni bir şeyler üretmiyor. Kadına sahip olduğu fırsatı sunmuyor batıdan gelen bir akımla sadece kıyafetleri alıyorlar. Büyük bir kesim modacılardan yurt dışındaki ünlülerden gördükleri kıyafetleri istiyor bu nedenle Türkiye’de moda yapmakta zorlaşıyor. Kendini iyi hissettirecek mutlu olacak bir moda akımına sadece seyirci kalıyor.
İnsanlar kendilerini tanıyıp modacılarına güvenerek katılacakları daveti veya kıyafeti kullanacakları yeri belirtmeli ve kendini modacının yaratıcılığına bırakmalıdır. Ben tasarımlarım da daha çok tamamen vücut hatlarını ön planda tutan kadını kendiyle bütünleştiren couture anlamında zengin elbiseler yapmaya çalışıyorum.Kendi koleksiyon çalışmalarımın yanı sıra birçok firmaylada toptan pazarda satış anlamında da aktif halde koleksiyon çalışmalarına devam ediyorum.
Türkiye’deki hedeflerim koleksiyon anlamında tamamen stili olan kadını mutlu eden ve kadınların vizyonlarına etki edebilecek kadının kanına girecek elbiseler dizaynlar yapmak istiyorum. Bunu daha geliştirmek istiyorum bu anlamda ulusal platformda defileler yapmak batıdan gelen akımı bir nebze olsun insanların bilinç altındaki batı vizyonunu yıkıp kaliteli vizyon sahibi bir marka olmak istiyorum. Ulusal platform dada bir Türk modacısının neler yapabileceğini ispat etmek istiyorum bütün çalışmalarım ‘HİS’lerim bu yönde çünkü her zaman önce elbiselerim sonra ben konuşulmak istiyorum. Bunun içinde hayatım büyük bir bölümünü atölyede geçiriyorum çocukluğumdan beri kumaşlarla iç içe ve moda yapmanın getirisinde her elbiselerin dışında gelen her kadına istedikleri her şeyi yapabilme gücümü annemle beraber her şeyi şuana kadar dolu dolu yaşadığımı düşünüyorum yaşımın 22 olması benim daha çok yolumun olduğunu gösterse de dezavantajımı dağıtma konusunda başarı elde ettim. Ben yetiştirilme bilinci olarak hep bilinçli hep daha olgun düşünceye sahip bir bakış açısı kurdum. Kendi yerimizde yetinmeyip gücümü sınama şansımı da hep kendim yarattım. Ne seviyede olduğunu bilmek için neler yapabildiğimi görmek açısından aslında beni bugüne kadar taşıyan imkansızlıklar oldu fakat bir makineyle başlıyorsun sökük dikip tadilat yaparak başlıyorsun sonrasında etek sonrasında pantolon bluzlar elbiseler kostümler gelinlikler hepsi birbirini getirdi müşteri müşteriyi getirdi zamanla her şeyi kendimiz yapmaya başladık o zaman içinde de müşteri çizim görmek istedi çizim yapmak için bir tasarımcı gerekiyordu.İşler yoğunlaşınca makine modelist gerekti bütçe olmadığından hepsini zamanla üstüne giderek kendim yapmaya çalıştım. Her konuda gelişimime ayırdım ve bugün de neler yapabileceğimi göstermek, insanlara kendimi tanıtabilmek istiyorum.
Koleksiyonum da ilkönce Allah’ın verdiği hislerden ve annesinin savasci disiplinli feminen bir kadının altındaki ruhunun kumaşa dokunuşunun işlevinden ilham alarak tasarladım. Bana soruyorlar kumaş diyince aklınıza ne geliyor? Nasıl bir uyum içerisindesin diye? Kumaş diyince silüet aklıma geliyor, silüetin üstündeki renk akışları, kumaşın tende süzülüşü bunlar kumaş alışverişi yaparken benim ilham kaynağım oluyor.
İnsanlar ne istediklerinin artık daha çok farkındalar. Modayı bir yarış haline getirmektense şık görünmenin bir aracı olarak kullanmak istiyorlar. Aslına bakarsanız insanların şık giyinme arzuları da bir öncelik olmaktan çıkmış durumda. Tabi ki bunun birden çok sebebi var: en başta ekonomi en temel sebeplerden biri. Modaya bir sanat gözüyle baktığınız zaman elbette ekonomi ile çok fazla ilişki kurmak mümkün değil. Ama aynı zamanda bir tekstil ürünü olan giysiler, fiyatlarıyla, kalitesiyle ve bir çok faktörle beraber günlük hayatımızın öneli bir parçası. Bu bağlamda ekonomi ile moda çok bağlantılıdır. Bunu geniş anlamda tutmak lazım moda diyince aklıma ilk gelen kıyafet dışında aksesuar da öne çıkmalı ve kadın taşıyabilmeli. Kıyafetlerimiz bizimle ilgili birçok şey söyler. Kendimize olan güvenimizi ve başkalarının bize bakışını etkiler. Yaratıcılık tek başına yeterli değil; gerçekçilik, esneklik artı bu çok değişken ve rekabetçi dünyada ayakta kalabilmeyi sağlayacak yeterli kaynaklara sahip olmak, bugün modanın ne olduğunu bize anlatıyor.
Son olarak 04-06 Şubat arasında Lütfi Kırdar’da gerçekleştirilecek olan evlilik fuarında da bu duygularımı ele alarak kreasyon hazırladım. Taşlar ve çiçekleri baharın anlamını taşıyan nesneleri kullandım, modern ve çağdaş gelin adaylarına kendilerini gelinliğin içinde rahat edecekleri tasarımlar yaptım. Çünkü düğünler bildiğiniz gibi yorucu ve tempolu geçiyor. Tasarımın ötesinde düşünürsek temelde yatan bu düzeni biraz yıkmamız lazım.
Yeni koleksiyonda 2011 yazı için hazırlık başladı, atölyem şu an 2011 yazına hazırlanıyor çok kısa zaman içinde bunu da tamamlamış olacağım inşallah.
Türkiye’de bu işi en iyi şekilde sunan ve yıllarını buna vermiş meslektaşlarım var. Her konuda bana ve benim gibi genç arkadaşlarıma destekledikleri için onlara da teşekkür ediyorum.