Güzel ülkemiz için yazıyoruz - YOLUNU ŞAŞIRAN ŞEYH ŞAMİL TORUNLARI Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/haberler/gundem/19453/yolunu-sasiran-seyh-samil-torunlari

 

YOLUNU ŞAŞIRAN ŞEYH ŞAMİL TORUNLARI
YOLUNU ŞAŞIRAN ŞEYH ŞAMİL TORUNLARI
Ünlü Çeçen savaşçı Ruslan Gelayev'in, nam-ı diğer Emir Hamzat'ın oğlu Rustam Gelayev Ağustos 2012'de Suriye'de öldüğünde bu olay birçoğu için fazla bir şey ifade etmedi.
7 Ağustos 2013, 09:44

 

Ünlü Çeçen savaşçı Ruslan Gelayev'in, nam-ı diğer Emir Hamzat'ın oğlu Rustam Gelayev Ağustos 2012'de Suriye'de öldüğünde bu olay birçoğu için fazla bir şey ifade etmedi.

Sonuçta Çeçenlerin yüzyıllardan beri tek bir düşmanı vardı: Ruslar. Çeçenlerin Suriye ile ne alıp veremediği olabilirdi? Belki birçoğu Kaide’nin küresel cihat ağına düşmüş birinin kaçınılmaz akıbeti diye düşündü. Yıllardır Afganistan cephesinde ölen Afgan, Tacik ya da Özbek militanlarla birlikte anılan Çeçenlerin haberleri düşer ajanslara. Kimsenin dikkatini çekmez. Benim için onlar hep ‘hayalet Çeçenler’ oldu, çünkü ne adları vardı ne fotoğrafları. Bu haberler kuşkuluydu ama farklı bir sürecin yaşandığı da hakikatti. “Vahhabilik Çeçenya’da tutmaz” diye düşünen Tarık Cemal Kutlu yanılmıştı. Tarihçilerin gözünde Çeçen direnişini besleyen manevi damar cihatçı Selefilik değil Kafkasya’ya özgü Sufilikti. Ama küresel cihat ağı Çeçen direniş kültürünü geleneksel köklerinden söküp yeniden kodladı.


imageSuriye’ye ‘cihada giden’ Çeçenlerin hikâyesi, son 19 yılda, özellikle 1999’da başlayan 2. Çeçen-Rus savaşında direnişin geçirdiği değişimle doğrudan alakalı. Doku Umarov’un 2006’da ilan ettiği Kafkasya Emirliği, Çeçenya’daki savaşı önce diğer Kafkas cumhuriyetlerine taşıdı. Çeçen mücadelesi Adıge, Karaçaylı, Balkarlı, Oset, Nogay, Dargin, Lezgi ve Avar gibi diğer etnik gruplardan devşirilen militanlarla çok milletli bir yapıya büründü. Ve sonunda Kafkasya sınırlarını aştı. Şimdi bu çeşitlilik Suriye cephesine yansıyor. Suriye, Kafkasya’daki militanizmin ‘küresel cihada’ entegrasyonunda önemli bir aşama olarak karşımızda.

Disiplinli olmanın cazibesi

Kafkasyalılar katıldıkları gruplarda savaşçılıklarıyla öne çıktı. Ebu Ömer Şişani’nin kurduğu Hattab Tugayları kısa sürede nam saldı. Şişani, Gürcistan’ın Pankisi Vadisi’nde Çeçenlerle aynı etnik havuzda yani Vaynakh grubunda yer alan Kistinlere mensup. Tugayın ismi de Çeçenya’daki savaşı Selefileştiren Ürdünlü savaşçı Emir Hattab’dan esinlenme. Suriyelilerin onlara taktığı isim ise ‘Türk Kardeşler’. Libya’dan akan savaşçıların Lazkiye kırsalında oluşturduğu Muhacirun Tugayı, Muhammed Tugayları Ordusu ve Hattab Tugayları martta Şişani’nin komutasında Muhacirler Ordusu’nu (Ceys el Muhacirun) kurdu. Halep civarında etkin olan Şişani şimdiye dek kâh Kaide bağlantılı gruplarla kâh Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile ortak operasyonlara katıldı ama Kaide’ye biattan da kaçındı. 19. yüzyılda Kafkasya’dan sürüldükten sonra Suriye’ye yerleştirilmiş bir avuç Adıge, Dağıstanlı ve Çeçen diyasporasından kaç kişinin Şişani’ye katıldığı meçhul. Ama Şişani’nin adamlarının çoğu Kafkasya’dan…

Çeçenler başta olmak üzere Kafkasyalı militanları Suriye’ye çeken birincil neden elbette küresel cihat dayanışması ve İslam coğrafyasının kurtarılmış bir parçasında ‘şeriat emirliği’ kurma hayali. Ama bunun ötesinde bazı nesnel saikler de var.

image

Aileleriyle birlikte cihada!

Kafkasyalılar için kadim düşman Rusya’nın Suriye’ye kalkan olması kışkırtıcı bir etken. Yani Kafkasya’nın nevzuhur Selefileri için Suriye’deki savaş anavatandaki savaşın bir devamı. Bu militanları Suriye’ye çeken bir başka etken şu: Kafkasya’da Rusya tarafından aranan ve sürekli ‘Siloviki’nin yani polis ve gizli servisin baskısı altında kalan militanlar Suriye’yi bir kaçış yeri olarak görüyor. Türkiye’de bin bir zorluk çeken Kafkasyalı sığınmacılar da Suriye’ye kaydı. Hem de bazıları aileleriyle…

Suriye’deki savaşçılarla yakın ilişkisi olan ve kendini Magomed diye tanıtmamı isteyen Kafkasyalı kaynağın verdiği bilgiler şöyle:
“İstanbul’da 5 yıldır kaçak yaşayanlar vardı, Suriye onlar için de bir fırsat kapısı oldu. İstanbul’daki Çeçen mülteciler ile Kafkasya Emirliği üyesi Adıgelerden oluşan 50-60 kişi Suriye’ye gitti. Aileleriyle gidip Suriye’de kurtarılmış bölgelere yerleşenler oldu. Çünkü İstanbul’da çok zor durumdaydılar. Kafkasya’ya da dönmeleri mümkün değildi. Suriye’de onlara pasaport soran ya da kira isteyen yok. Siloviki de peşlerinde değil.”

Kafkasya’daki çatışmalar, savaşı yaşam biçimine getirmiş bir nesil bıraktı. Suriye’deki ateş bu nesli kendine çağırıyor. Ürdün’de okuyan bazı Çeçen öğrenciler, hatta Avrupa’daki mülteciler de Suriye’deki vekâlet savaşının birer parçası haline geldi. Magomed’e göre, Suriye’ye cihada giden birçok Kafkasyalı orada evlendirildi. Kültür ve dillerini korumak için kolay kolay başka bir milletle evlilikten kaçınan Kafkasyalılar için bu çok şaşırtıcı bir durum. Ama artık ideolojiler baskın çıkıyor, savaşçılar için cephede evlilik ‘vaat edilmiş bir ödül’. Kafkasyalıların Suriye’ye ilgi göstermesinin bir başka nedeni bu ülkedeki Kafkas diasporası. Fakat bu ilgi, diyasporanın savaşçılara kucak açtığı anlamına gelmiyor. 

Kaide ile gönülsüz birlik

Genel algı Şişani’nin, Kaide bağlantılı Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ile birlikte hareket ettiği yönünde. Ancak Magomed’e bakılırsa IŞİD’in aşırı uygulamalarından rahatsızlıklar başladı ve şimdi Şişani, IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’den kopmaya çalışıyor. Magomed’in aktardığı bilgiler şöyle:

“Bağdadi’nin grubu insanları bezdirdi. İnsanların dillerine ve kültürlerine saygıları yok. Her şeye katı kurallar koyuyorlar. Ayrıca fabrikaları yağmaladılar. Mesela devasa bir un fabrikasına el koydular, çalıştıracağız dediler ama makineleri Türkiye’ye götürüp sattılar. Bir hastaneden aldıkları 100 bin dolarlık bir aleti 5 bin dolara verdiler. Emirlik ilanı meselesi de Ceyş el Muhacirin saflarında sıkıntıya yol açtı. IŞİD’den rahatsız olanlar Şişani’ye katılıyor. Ceyş el Muhacirin’in savaşçı sayısı 1500-1700’ü buldu. IŞİD’den ayrılanlar ÖSO’ya gitmiyorlar çünkü onlar laik ve ideolojileri yok. Nusra Cephesi içinde de tek tük Kafkasyalı var.” Farklı kaynaklar ise Şişani’nin savaşçılarını 800-1000 arasında veriyor. Kafkasyalıların macerasında ne yazık ki bir ‘son perde’ gözükmüyor. Kafkasya’ya dönmeleri neredeyse imkânsız. Suriye’de tutunmaları da zor. Bir sonraki durak, bir sonraki cephe. Orası neresi? Allah bilir. Madalyonun bir de Rusya tarafı var. O da sonraki yazıya...
Fehim Taştekin / RADİKAL