Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
DEPREM HİÇ BİRİMİZİ AFFETMEYECEK
DEPREM HİÇ BİRİMİZİ AFFETMEYECEK
Prof. Dr. Celal Şengör, “Deprem geldiği zaman hiçbirimizi affetmeyecek! Verilen toplanma alanı sayıları gerçekçi değil. Gerçekçi olsa bile, insanlar oralara nasıl varacaklar?”
6 Ekim 2019, 01:34

 

Uğur Dündar İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör’den aldığı bir mektubu köşesine taşıdı. Şengör, mektubunda çarpıcı uyarılarda bulunarak, “Deprem geldiği zaman hiçbirimizi affetmeyecek! Verilen toplanma alanı sayıları gerçekçi değil. Gerçekçi olsa bile, insanlar oralara nasıl varacaklar?” ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar’ın “Prof. Celal Şengör’den çok önemli İstanbul depremi uyarıları!..” başlıklı yazısı şöyle:

“Dünyaca saygın bilim insanımız, Jeoloji Profesörü dostum Celal Şengör'den, beklenen Büyük İstanbul Depremi konusunda, çok önemli bir mektup aldım. İlk kez okuyacağınız çarpıcı bilgiler ve uyarılarla dolu mektubu aynen yayımlıyorum:

“Sevgili Uğur Ağabeyciğim, Birkaç gündür yayımladığın deprem yazıları, sana bir mektup yazma ihtiyacını uyandırdı bende.

Malum, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay Bey geçenlerde İstanbul'un depreme ne kadar hazır olduğunu anlatmıştı. Dün de Habertürk'te Kübra Par'ın sorularını ‘cevaplayan' Tevfik Göksu Bey'in söylediklerini duyunca gerçekten hayretler içinde kaldım.

Meselâ, Tevfik Bey, İstanbul'da 2000 küsur toplanma alanı olduğunu söyledi. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımız bu sayıyı 10.000 olarak vermişti! Onu acaba Tevfik Bey duymamış mıydı? Son depremden alnımızın akıyla çıktık derken, acaba, yıkılan binaları, taşınan fakülteleri, kesilen telefon muhaberesini Tevfik Bey hiçbir yerde okumamış, hiçbir televizyonda seyretmemiş miydi? Galiba bütün derdi Sayın Ekrem İmamoğlu'na yüklenmekti. El insaf!

16 milyonun hayatı, milyarlarca dolar ve dünyanın en büyük kültür hazinelerinden biri tehdit altındayken, konuşacak şey mi bulamadılar? Deprem geldiği zaman hiçbirimizi affetmeyecek!

Verilen toplanma alanı sayıları gerçekçi değil.

Gerçekçi olsa bile, insanlar oralara nasıl varacaklar?

Depremden sonra en büyük tehlike yangındır. İstanbul'un yıkılmış daracık sokaklarına itfaiye nasıl girecek?

İtfaiyenin kendisi yıkılırsa ne olacak?

Acaba havadan yangın söndürme imkanları düşünülüp planlandı mı?

Şehirde havadan söndürme ile ormanda havadan söndürme çok farklıdır. Gerekli uçan vasıtalar temin edilmiş, uçucu personele gerekli eğitim verilmiş midir?

Bu 16 milyonluk şehrin yiyeceği, içeceği nasıl temin edilecek? Sahra fırınları veya yüzen fırınlar düşünülmüş müdür?

İstanbul'a depremden sonra büyük ölçekli yardımın en kolay yapılabileceği yol, deniz yoludur. Bunun için müteharrik (yer değiştiren, hareket eden) iskeleler planlanıp yapılmış mıdır? Yapılmışsa bunlar nerededir?

Hastanelerimizin başına 5,8'le gelenleri gördük (Tevfik Bey galiba bunlardan haberdar değil); 7,6 gelirse, onların yerine sahra hastaneleri ve/veya yüzer hastaneler planlandı mı? Planlandı ise bunlar nerededir?

Emniyetten ne haber? Yağma olacağı kesin. Buna tedbir olarak neler düşünüldü?

İstanbul'daki emniyet mensupları bir yandan olağanüstü özveriyle çalışırken, diğer yandan ve haklı olarak kendi çoluk çocuklarının derdine düşecekler. Onları takviye edecek kuvvet nereden gelecek? Bu kuvvet İstanbul için eğitilmiş midir?

Yıkılan kültürel varlıklarımızı kim, hangi parayla onaracak? Bunun bir planı var mı?

Bu mektubu daha uzatabilirim.

Görebildiğim kadarıyla İstanbul'un sorunu, depremden ziyade didişen politikacılardır. Gerek Fuat Oktay Bey'in beyanı, gerekse de Tevfik Göksu Bey'in televizyonda söyledikleri, beni çok büyük bir karamsarlığa itti. Her ikisi de bilsinler ki, deprem onlardan oy falan istemeyecek! Onların fikrini de almayacak veya ne muhteşem tedbirler aldılar onu sormayacak.

Deprem gelip vurduğu zaman, ne kadar hazır olduğumuz ortaya çıkacak. İnsanlar aldatılabilir, ama tabiat asla aldatılamaz. Bunu işletmeci Fuat Bey ne kadar bilebilir bilmiyorum, ama Tevfik Bey'in en azından lisansı harita mühendisliğidir. Tabiatı biraz olsun tanır diye düşünmüştüm. Sonraki sosyoloji merakı ve İslamcı politik yaşamı sanırım haritacıyı silmiş!.. Ellerinizden öperim, Sevgili Uğur ağabey,”


DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR