Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HRANT DİNK CİNAYETİ DERİNLİKLERE GÖMÜLDÜ
HRANT DİNK CİNAYETİ DERİNLİKLERE GÖMÜLDÜ
Hrant Dink cinayeti davasında karar açıklandı! Hrant Dink cinayeti davasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 13 sanığın dosyası ayrıldı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan'ın da bulunduğu 13 firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verildi. Kaynak: Hrant Dink cinayeti davasında karar açıklandı!
27 Mart 2021, 10:13
 
Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 14 önce öldürülmesi ile ilgili açılan davada karar açıklandı. Mahkeme olayı yalnızca Gülen Cemaati’nin üzerine yıkarak sorumluları akladı. Kimi sanıklar ise “zaman aşımı” ile beraat ettirildi.
 
6’sı tutuklu 13’ü firari toplam 76 sanığın yargılandığı Dink davasında bugün karar açıklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada AKP’nin eski ortağı Fetullah Gülen ile eski savcı Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan’ın da bulunduğu toplam 13 firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verildi.
 
Tutuksuz sanıklardan eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un dosyaları “zaman aşımı” nedeniyle düşürüldü.
image
 
Mahkeme, cinayetin FETÖ/PDY’nin amaçları doğrultusunda işlendiği kanaatiyle, Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Tuncay Uzundal hakkında “FETÖ üyeliği” suçundan savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Ayrıca 6 sanık hakkında daha tutuklama kararı verildi.
 
Hrant Dink cinayeti davasının sanıkları eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ile dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç hakkında “ihmali davranışla adam öldürme” suçundan beraat, “kamu görevini ihmal” suçundan ise haklarındaki dava dosyasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi kararı verildi.
 
      image
 
Eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, “İhmal nedeniyle adam öldürmek” ve “resmi belgeyi yok etme” suçlarından beraat etti. “Görevi ihmal”den ise zaman aşımı nedeniyle dosyası düştü.
 
Eski İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay Yavuz Karakaya, “Anayasayı ihlal”den müebbet hapis ve “kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası aldı.
 
image
 
Eski polis memuru Muhittin Zenit’e üç suçtan beraat verilirken  görevi ihmal suçu ise zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
 
Ramazan Akyürek’e ve Ali Fuat Yılmazer’e tasarlayarak kasten adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi. Akyürek, resmi belgeyi yok etmek suçundan ise 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
 
Eski asker Muharrem Demirkale, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
 
Eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
 
image
 
Dink’in ailesi karara itiraz edecek
 
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, cinayet davasına ilişkin mahkemenin açıkladığı karara itiraz edeceklerini belirterek, “Bugün verilen karar, Hrant Dink cinayetini tüm yönleriyle açığa çıkartmayan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karardır. Elbette ki müdahil taraf olarak itiraz edeceğiz, İstinaf ve Yargıtay’a taşıyacağız” dedi.
 
Ailenin avukatları ile “Hrant’ın arkadaşları” isimli grup, adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
 
Avukat Bakırcıoğlu, “Bu karar bozulacaktır, bu karar hatalı bir karardır, bu karar cinayette sorumluluğu olan ve delillerle açığa çıkmış olan birçok kişinin hatalı şekilde beraatıyla sonuçlanmış bir karardır. Bu karar hatalıdır ve bozulacaktır” ifadelerini kullandı.
 
Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, cinayet üzerindeki sis perdesinin hala dağıtılmadığını savundu. Danzikyan, “İlerideki aşamalarda karanlıkta kalan bölümlerin açıklığa kavuşturulması talebimizi dile getiriyoruz” dedi.
 
image
 
Hrant Dink’in ailesinden açıklama
 
Dink’in ailesi ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
 
“Hrant Dink 19 Ocak 2007’de, İstanbul’un göbeğinde, gazetesi Agos’un önünde arkasından sıkılan iki kurşunla kalleşçe öldürüldü. Cinayet; Genelkurmay’ın, siyasilerin, yargının, medyanın ve bazı devlet güdümlü sözde sivil toplum kuruluşlarının dâhil olduğu üç yıl süren bir hedef gösterme ve tehdit sürecinin sonunda gerçekleşti. Öldürülmeden bir hafta önce, öldürülen kişi yazdığı “Neden hedef seçildim?” yazısıyla hepimize bir not bıraktı ve yaptığı son konuşmalarında “Bu devletin derinliğinin bana haddimi bildirme operasyonudur” sözleriyle açıkladı. Hrant Dink’in bu son yazısında bahsettiği hiçbir olay, kişi veya ilişki 14 yıldır soruşturmaya dâhil edilmedi. Üstelik de yazısında tanıklığı ve sezgileriyle bahsettiği birçok şey, sonrasında belgelerle de ispat edilmişken…
 
Operasyon öldürmeyle son bulmadı; ihmal, örtbas, delil karartma ve yanlış yönlendirmelerle devam etti. Bütün bu mekanizmayı ele almayan bir yargılamanın bizi de kamuoyunu da ikna etmesi mümkün değil. Bugün verilen karar bu hakikatten oldukça uzak. Kendi içinde dahi orantısız bazı beraat ve ceza hükümlerini anlamak da anlatmak da oldukça güç. Hele bazı kararlar var ki; sanki kötülüğün kendisi değil adeta sızması cezalandırılmış izlenimi veriyor. Yargılamanın geldiği noktada, 15 Temmuz 2016’da alçakça bir harekâtla yüzlerce insanımızın ölümüne, binlercesinin de yaralanmasına sebep olan, FETÖ olarak tanımlanan odakların 2007’de Hrant’ımızı da öldürmüş olduğu söyleniyor. 
 
Eğer bu doğruysa, başından beri olması için gayret gösterdiğimiz, talep ettiğimiz etkili soruşturma zamanında yapılsaydı, neredeyse 10 yıl sonra bu kadar canımızı yitirmeyecektik. Bu durumda, Hrant Dink cinayetinin zamanında soruşturulmuş olmamasının hesabının yüzlerce insanın ailesine, yakınlarına verilmesi gerekmez mi? 
 
Yargının itibarının yerlerde gezindiği bugünkü ortamda hangi mahkemeden adil bir karar çıkabilir ki? Bu ortam elbette suçlular için rahatlatıcıdır… Maalesef, bugün de Hrant Dink’in hedef gösterildiği ve cinayetin işlendiği yıllarda hâkim olan iklim ve ideolojinin benzeri hâkim. Böyle bir ortamda hangi hakikat ve adaletten bahsedilebilir? Bugün herhangi biri çıkıp “Hrant Dink’in öldürülmesinde Ermeni olmasının etkisi yok” diyebilir mi? Bu mekanizmanın kılcal damarlarına kadar işlemiş ırkçılık nasıl inkâr edilebilir?  
 
Bu dava bu haliyle kapatılıp, yılların derin devlet mekanizmasına FETÖ deyip geçilir ve etkili bir soruşturma yürütülmezse, bundan sonraki yıllarda kaybedilecek başka canların sorumluluğu kimin olacaktır? Katil nasıl bir çocuktuysa, FETÖ de Ergenekon da çocuk. Mekanizma ise çok daha yaşlı. Bu mekanizmanın başka canlar almaya devam etmesine müsaade edilmemeli.
 
Bir an önce şeffaflık, demokrasi ve hukuk ikliminin tesis edilmesi hepimiz için hava gibi, ekmek gibi, su gibi bir ihtiyaç. Nihayetinde umulan şey bir yüzleşme: Toplumun bu suçla yüzleşmesi, suçlunun suçuyla yüzleşmesi ve kurumların gerekli dersi çıkarması.
 
Biz ailesi olarak, arkadaşları ve avukatlarıyla, Hrant Dink’in tabutuna omuz vermiş dostlarımızın da gücüyle; anlama, anlatma çabamızı ve hukuk mücadelemizi asla bırakmayacağız. Ta ki tüm mekanizma açığa çıkarılıp bir daha kullanılmayacak hale getirilene kadar.”

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR