Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
6 - 7 EYLÜL UTANCININ 66. YILI
6 - 7 EYLÜL UTANCININ 66. YILI
Ülkenin en kara günlerinden biri olan 6-7 Eylül’ün 66. yıldönümünde o gecenin unutulmaması gerekenleri arasında öldürülenlerin ve tecavüze maruz bırakılanların var olduğunu ve cezasız kaldıklarını tekrar hatırlatıyoruz.
6 Eylül 2021, 23:10
 
 
Ülkenin en kara günlerinden biri olan 6-7 Eylül’ün 66’ıncı yıldönümünde  “suçlular ortaya çıkarılmadı, üstü kapatıldı” ifadeleri ile tekrar anılıyor.
 
Bugün ülke tarihinin en kara günlerinden kabul edilen 6-7 Eylül Olayları’nın 66. yıldönümü. 1955’te gerçekleşen olaylarda resmi verilere göre İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır ve 5 bin 583 ev ile işyeri yakılıp yıkıldı, onlarca gayrimüslim hayatını kaybederken çok sayıda kadına da cinsel saldırıda bulunuldu.
 
İstanbul Ekspres gazetesinin ‘Selanik’te Atatürk’ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldı’ iddialı haberinin ardından gerçekleşen olaylar sonrası bazı Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Rum nüfusu yaklaşık 2 bin 500’e kadar düştü. Olayların başladığı saatlerde saldırıların kontrol edilememesi üzerine sıkıyönetim ilan edildi. Dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ise 6-7 Eylül’ü “Başarılı bir özel harp işidir” şeklinde tanımladı
 
image
 
6-7 Eylül felaketi tam 66 yıl önce yaşandı.
 
Yaşanan saldırılar sırasında henüz 2 yaşında olan Agos Gazetesi Editörü Pakrat Estukyan da Türkiye’nin her an için benzer tehlikeler barındırdığına dikkat çekti. Estukyan, “Türkiye’deki yaygın cezasızlık kültürünün ilginç tezahürlerinden birisi de odur. Devlet tarafından organize edilen bir pogromdu bu. Yıllar sonra General Sabri Yirmibeşoğlu bunu itiraf etti. ‘Çok başarılı bir operasyondu’ diyerek tanımladı. Topluca suç işleme kültürü ne yazık ki Türkiye toplumunda yer etmiş durumda. İnsanlar en kabul edilemeyecek davranışları kolayca yapabiliyorlar” şeklinde konuştu.
 
SORUŞTURULMAMASI SİYASİ TERCİH
 
“Biz sadece 55-60 yıl önce yaşanan bir meseleyi konuşmuyoruz şu anda. Ne yazık ki her an tekrarlanabilecek bir potansiyeli konuşuyoruz” diyen Estukyan, faillerin belli olduğunun altını çizdi. Olayların soruşturulmamasını bir siyasi tercih olarak değerlendiren Estukyan, şunları dile getirdi: “Herhangi bir adım atılmadı, atılmayacak da. Çünkü failleri belli. Özel Harp Dairesi’nde o yıllarda kimler görev yapıyordu, hangi toplantılarda ne kararlar aldılar, nasıl oldu da Ekspres gazetesi bu tehdidin bir parçası haline geldi? Ekspres, çok sınırlı tirajı olan bir gazeteydi. O gün için kendi kapasitesinin çok daha üzerinde bir baskıyı kolayca yapabildi. Bütün bunlar pek çok soru işareti barındırıyor. Selanik’te Atatürk’ün evine hangi mit ajanının bomba attığını, daha sonra hangi görevlere getirildiği, hangi rütbelerle emekli edildiği artık bilinen şeyler. O yüzden bunlar soruşturulmuyorsa o bir siyasi tercihtir. Devlet tertibiyle yapılan hiçbir şey Türkiye’de soruşturulmaz. Benzerlerinden Allah korusun bizi. Çünkü o potansiyel toplumumuzda var. Her zaman Türkiye’de birileri benzer bir toplu cinnet halini tekrarlayabilir. Bilhassa onun için kullanılabilecek organize unsurlar geçmişe göre şimdi çok daha fazla. Silahlandırılmış milisler, Alperen Ocakları gibi, Osmanlı Ocakları gibi birçok uygulanabilecek enstrüman geçmişe göre çok daha fazla var.”
 
image
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), İnsan Hakları Derneği (İHD), Aras Yayıncılık ve İstos Yayın, pogroma ilişkin açıklamalar yayımladı ve sosyal medyada paylaşımlar yaptı. 
 
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları imzasıyla yapıldı. "6-7 Eylül pogromuyla yüzleşilmeli, maddi ve manevi kayıplar tazmin edilmeli" denilen açıklama şöyle: 
 
"Bugün, insanlık tarihinin utanç sayfalarından biri olan 6-7 Eylül 1955 Pogromu'nun yıldönümü. İstanbul ve İzmir gibi ülkenin birçok yerinde yaşayan Rum ve Ermeni halkları başta olmak üzere Hristiyan ve Musevi yurttaşlara yönelik sistematik bir şekilde hayata geçirilen pogromun üzerinden tam 66 yıl geçti.
 
 1915'ten soykırımından kaçarak kurtulan Ermenilerin yurtlarına dönüşünün yasaklanması, 1936 Beyannamesi, Varlık Vergisi ve Vakıflar Kanunu gibi hayata geçirilen politikalar, 6-7 Eylül Pogromu ile varlığını sürdürdü.
 
image
 
Yirmibeşoğlu'nun "itirafı"
"Eski Özel Harp Dairesi Başkanı ve MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'nun '6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı' sözleri, pogromun bir devlet politikası olarak hayata geçirildiğinin itirafı niteliğindedir.
 
"Saldırı aynı zamanda toplumsal sorunları, siyasal ve ekonomik krizi gölgelemek için yönetenlerin her dönem nasıl ırkçılığı ve öteki düşmanlığını kullandığının çarpıcı bir örneğidir.
 
"Tıpkı bugün Kürtlere yönelik artan ırkçı saldırılarda olduğu gibi, nefret söylemleri/suçları farklı halklar ve inançlar üzerinde hdevam ediyor, hepimiz 6-7 Eylül'ü hâlâ yaşıyoruz.
 
                image
 
"Özür için herhangi bir adım atılmadı"
"Büyük bir katliamın yaşandığı, Rum ve Ermeniler başta olmak üzere Hristiyan ve Musevi yurttaşların ev ve işyerlerinin talan edildiği ve binlerce yıllık kolektif hafızasının yok edilmeye çalışıldığı 6-7 Eylül Pogromu şimdiye kadar resmi olarak kınanmadı ve tazminat veya özür için herhangi bir adım atılmadı.
 
"Eşit yurttaşlığı sağlamak, nefret ve ayrımcılıktan uzak bir geleceğin inşası ve toplumsal barışın sağlanması için bu ülkenin kadim halklarına dönük hayata geçirilen bu utançla yüzleşilmelidir.
 
"Bu ülkede birlikte yaşamanın olmazsa olmazı olarak faillerin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin veya ailelerinin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi elzemdir.
 
          image
 
 66. yıl dönümünde 6-7 Eylül Pogromu'nda katledilen Rum ve Ermeniler başta olmak üzere Hristiyan ve Musevi yurttaşları saygı ve hüzünle anıyor, bu karanlık zihniyeti lanetliyoruz. Katliamlara, hafızasızlaştırmaya, talana ve yerinden edilmeye karşı mücadelemizi halklarımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak kararlılıkla sürdüreceğimizi bu vesileyle tekrarlıyoruz.
 
Paylan'dan önerge
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da pogromun faillerinin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin ve kurumların maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) araştırma önerge verdi.
 
Paylan, önergenin gerekçesinde "6-7 Eylül 1955 Pogromu'nun hesabını vermeyen karanlık gelenek bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Pogromla yüzleşmek, bugün devlet içinde benzer pogromları organize etmeye hazır odakların varlığına son verecektir. Bu nedenle, 6-7 Eylül 1955, aslında bugündür" dedi.
 
image
 
İHD: Çare ırkçılığa karşı cephe yaratmak
İHD'den yapılan açıklamada da şu ifadeler kullanıldı: "6-7 Eylül Türkiye Cumhuriyeti'nin azınlık karşıtı politikalarının bir sonucu olduğu kadar toplumun geniş kesimlerindeki Müslüman olmayan halklara karşı düşmanlığın ve nefretin de bir ürünüdür. Bu düşmanlık ve nefrete karşı mücadele etmezsek benzeri geniş çaplı saldırılar her zaman tekrarlanabilir. Tek çare ırkçılığa karşı geniş bir cephe yaratmaktır." 

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR