Güzel ülkemiz için yazıyoruz - KIBRIS'TA TOPRAK PAYLAŞIM SORUNU Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/haberler/kibris/28048/kibrista-toprak-paylasim-sorunu

 

KIBRIS'TA TOPRAK PAYLAŞIM SORUNU
KIBRIS'TA TOPRAK PAYLAŞIM SORUNU
Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerini yürüten müzakereciler Özdil Nami ve Andreas Mavroyannis’in toprak başlığının kriterlerinin görüşülmesi sırasında karşılıklı niyetleri büyük oranda ortaya koydukları iddia edildi.
9 Mayıs 2016, 18:50

 

“Kriterler Toprağı Belirliyor – İlk Görüşmeler Zorlukları ve Büyük Görüş Ayrılıklarını Ortaya Çıkarıyor”

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum Müzakereciler Özdil Nami ile Andreas Mavroyannis’in görüşmelerinde toprak başlığına ilişkin kriterlerin ele alınmakta olduğunu, görüşmelerde derine inilmemiş olmasına karşın tarafların taleplerinin ve niyetlerinin aşikar olduğu  iddia edildi.

Müzakerecilerin “sahil şeridi, yoğun nüfuslu bölgeler, kültürel ve dini nitelikli bölgelerin de aralarında bulunduğu bölgelere ilişkin kriterleri ele aldıkları” belirtilirken, Kıbrıs Cumhuriyeti tarafının “Karpaz, Maronit köyleri, anıtlar ve manastırlarla”, Kıbrıslı Türk tarafının ise “Lefke, Luricina (Akıncılar) ve muhtemelen Baf’ın bazı bölgeleriyle” ilgilendiği iddia edildi.

Kıbrıslı Rum tarafının “toprak düzenlemelerinin Annan Planı’nı ve ek olarak bazı bölgeleri içermesini, Kıbrıslı Türk tarafının ise, Annan Planı’nda öngörülenden daha az toprağın iade edilmesini hedeflediğini” savunarak, Kıbrıslı Türk tarafının Güzelyurt’un iade edilmemesi görüşünün de bu çerçevede olduğunu öne sürüldü.

Kıbrıslı Türk tarafının ortaya koyduğu bir diğer tezin “haritada sınır çizgisinin düz olması gerektiği” tezi olduğunu iddia eden gazete, bu yaklaşımın BM tarafından da kabul edildiğini savundu.

Kriterlerin görüşülmesinde “toprak düzenlemelerinin mülkiyetle ilişkisine ve düzenlemelerin uygulamaya geçilmesindeki zaman çerçevesinde dokunulmakta olduğunu” belirtirken Kıbrıslı Türk tarafının “hiçbir kullanıcının, ne kadar süredir kullanıcı olduğuna bakılmaksızın, yerinden edilmemesi gerektiğini ve Kıbrıs Türk idaresi altında dönecek Kıbrıslı Rumlar için hali arazilerin mevcut olduğu” görüşünü ortaya koyduğunu iddia edildi.