Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
KKTC'NİN BIKTIRAN BÜROKRASİSİ
KKTC'NİN BIKTIRAN BÜROKRASİSİ
Dünya güzeli bu küçücük ülkemizde devlet daireleri ile işi olanlardan duyduğum şikayetler gerçekten diz boyu, yaşananlar inanılmaz ve çok düşündürücü.
22 Ağustos 2014, 14:57
 
 
 
 
Dünya güzeli bu küçücük ülkemizde devlet daireleri ile işi olanlardan duyduğum şikayetler gerçekten diz boyu, yaşananlar inanılmaz ve çok düşündürücü. Vatandaşı düşünmemenin bu boyutlarda olduğunu hiç tahmin edemezdim. 
 
Bütün devlet dairelerinde kurulmuş olan düzen, vatandaşın memurların ayağına gitmesi ve gerekli belgeleri de memurun yerine kendisinin tedarik etmesi üzerine inşa edilmiş. Memurlar vatandaşın hizmetinde olacağına, vatandaş memurların hizmetinde olmuş maalesef. 
 
Memurların maaşını ödeyen vatandaşın ödediği vergiler.
Memurların emeklilik aylığı primini ödeyen vatandaş. 
Memurların emeklilik ikramiyesinin primini de ödeyen gene vatandaş.
Ülkedeki pahalılığın nedeni, memurların sayısının fazlalığı, aldıkları maaşın yüksekliği ve ödemedikleri emeklilik primlerinin vatandaşın sırtına insafsızca yüklenmiş olması.
Tüm bu ağır vergilere ve ödediklerine karşılık memurlardan hizmet alamayan gene vatandaş.
 
Belli ki okumayı biliyoruz ama icraatı bilmiyoruz.
Yıllar önce "e-devlet" kurduk diye gazetelerin ön sayfaları bu mutlu haberden geçilmiyordu ama ortada e-devletin esamesi bile yok hala.
 
Ayın 15'inde çalışanların vergisini ödemek üzere Vergi Dairesine giden bir arkadaşımın isyanını neredeyse birlikte yaşadım. Ayın 1'inden 14'üne kadar vergi dairesinde 3 vezne gerekli işlemleri yaparken vergi yatırımının son günü olan 15'inde 6 veya daha fazla vezne açık olacağına, gene 3 vezne ile işlem yapılarak vatandaşa eziyet çektirildiğinden bahsetti arkadaşım. 
Vezne kuyruğuna girdiğinde önünde 2 kişi olduğunu görünce işi erken bitecek diye sevinmiş ama bu sevinci kısa sürmüş. Tanınmış otellerden gelen muhasiplerin ellerindeki klasörlerin her birinde ortalama 150 kişinin evrakı olduğundan saatlerce beklemek zorunda kalmış. 
 
İsyanı 2 boyuttaydı kıymetli dostumun.
“Hani e-devlete geçmiştik” diye yakınıyordu. “Türkiye'de ve başka bir ülkede olsaydım ofisimden internete girip yatırımımı yapabilirdim ama bırakın ofisimden yatırım yapmayı, e-devleti, internet hizmetini, ayaklarına kadar gitmeme rağmen hem vezne sayısını arttırmamışlar hem de vatandaş ile büyük iş yerlerini aynı sıraya, aynı kategoriye sokmuşlar. Niye büyük şirketler ve büyük iş yerleri için ayrı bir veya birkaç vezne açılmaz bu son günde” diye haklı olarak isyan ediyordu arkadaşım. 
 
Tüm araç park yerlerinin ise dairede çalışanlar tarafından sabahın erken saatinden paydos saatine kadar işgal edildiği, vergi dairesine para yatırmaya gelen vatandaşın ise binbir zorlukla bu sıcakta park yeri bulmak için dört döndüğünü yazmama ise hiç gerek yok, dairelerimizdeki organizasyon bozukluğunu ve beceriksizliği anlatmak için. Belli ki vatandaşı adam yerine koyan yok. 
 
Çalışma izni almak veya da yenilemek için yaratılan bıktırıcı prosedürün ne denli insanlık dışı ve çalışanları aşağılayıcı olduğunu anlamak için yakın bir tanıdığımın yanında kendisi ile birlikte her aşamayı yaşadım ve göz şahidi oldum. Utandığımı açıkça itiraf etmem gerekir.
 
Bana göre aynen vergi dairesinde yaşananlar gibi tam bir beceriksizlik örneği ve rezalet.
Ülkemizde bürokrasinin nu denli bıktırıcı ve aşağılayıcı olduğunu gerçekten bilmiyordum KKTC vatandaşı olduğum ve çalışma iznine gereksinim duymadığım için
Çalışma izni almak veya da yenilemek için yaratılan bıktırıcı prosedürün ne denli insanlık dışı ve çalışanları aşağılayıcı olduğunu anlamak için yakın bir tanıdığımla birlikte daireleri gezerek, her aşamayı yaşadım ve göz şahidi oldum. Utandığımı itiraf etmem gerekir.
 
Bana göre aynen vergi dairesinde yaşananlar gibi tam bir beceriksizlik örneği ve rezalet.KKTC vatandaşı olduğum ve çalışma iznine gereksinim duymadığım için ülkemiz bürokrasinin bu denli bıktırıcı ve aşağılayıcı olduğunu gerçekten bilmiyordum..
 
Önce ilk adım, ilk aşama olarak polise gidiliyor ve "Temiz Kağıdı" isteniyor. Bu prosedür ortalama 4 gün sürüyor ve 2 kez bölge Polis merkezine gidip gelmek ve temizkağıdı için de ücret ödemek gerekiyor. Getirmeniz gereken resimler de cabası.
 
Madem KKTC e-devlet sistemine geçti, Çalışma Dairesi "Temiz Kağıdı" bilgilerini polisten direkt ve aracısız olarak alamaz mı? Alabilir tabii. Sadece biraz beceri, biraz da inisiyatif ister, hepsi o kadar. Ama ne gezer bizde beceri ve inisiyatif. Maksat iş yapmak yerine vatandaşa bu işi yaptırmak ve bezdirmek, kendisi de yan gelip oturmak ve ay sonu çuval dolusu maaş almak.
 
İkinci aşama "Sağlık Raporu." Tam bir insanı aşağılama yöntemi uygulamaya konmuş bu etapta. 
Önce bölge hastanesine gidip 135 TL para yatırmanız ve bulunduğunuz şehirde hangi laboratuvara gidileceğini öğrenmeniz gerekiyor. Bu çağda, para yatırmak ve nerede gerekli sağlık testlerinin yapılacağını öğrenmek için bölge hastanesine niye gidildiğini gene anlamış değilim. İnternet üzerinden hem para yatırılabilir hem de hangi laboratuvarda gerekli testlerin yapılabileceği öğrenilebilir. Vergi dairesinde olduğu gibi aracınızı park etmek için yer aramak ise bir başka eziyet ve zaman kaybı.  Buna ilaveten suratları asık ve gülmeyen memurların hakaretine maruz kalmak ise kabul edilebilir bir yaklaşım değil. (Sıradakileri telefonda kızı ile konuştuğu için boşu boşuna bekleten memurun yüzünden düşen bin parçaydı.)
 
Buradan sonra gidilen yer ise sağlık testi için yönlendirildiğiniz laboratuvar. Özel sektör ile devlet memurları arasındaki fark hemen ortaya çıkıyor bu aşamada. Gidilen laboratuvarda güler yüzle karşılanıyorsunuz ve vakit kaybettirilmeden gerekli testler yapılıyor ama bu aşamanın süresi ise nerden baksanız 4-5 gün. Kazara bir hastalığınız çıkarsa, soluğu limanda alıyorsunuz. Adaya sapasağlam gelmişseniz ve yıllarca sağlık sorununuz olmamışsa bile anında sınır dışısınız.
 
Bu uygulamayı anlamak mümkün değil. Yıllarca KKTC'de çalışmışsınız, bütün primlerinizi ve sağlık sigortanızı bir tamam ve eksiksiz ödemişsiniz ama KKTC'de çalışırken es kaza bir hastalık size bulaşmış ise suçlu hemen siz oluyorsunuz ve derhal sınır dışı ediliyorsunuz. Peki o vakit devlet niye her ay ortalama 400 ile 600 TL arası bir meblağı bu çalışandan "Sağlık Sigortası" adı altında almakta? İlk seneden sonra tedavi etmek KKTC devletinin yükümlülüğü olmalı, eğer çalışma izni ile çalışan bir kişi KKTC sınırları içinde çalışırken hasta olursa, sınır dışı etmek yerine.
 
Sağlık testiniz sağlam ve temiz çıktıktan sonraki son aşama "Çalışma İzni" almak veya yenilenmesi oluyor. İşte rezaletin ve beceriksizliğin son perdesi de Çalışma Dairesi’nde oynanıyor. Tüm evraklarınızın tam olmasına rağmen izin almak veya da yenilemek için 2-3 git-gel'den sonra, 1 haftada gerçekleşebiliyor.  
 
Anlamadığım ve kafama yatmayan bir başka rezil uygulama da, bazı durumlarda çalışma izni alabilmek için yurt dışına çıkış ve tekrar giriş zorunluluğu. İlgili kişi sabah yedide bir uçağa binip yurt dışına giderse ve gittiği ülkeye giriş yapmadan transitten geçiş yapıp aynı uçakla bir kaç saat içinde geri dönerse, her şey tamam, hiç bir sorun yok. Ama çıkış yapmadan bu işleri yapmak isterse, yandı da ne yandı. Tutuklanmak, hakkında dava okunmak, birkaç aylık brüt asgari ücret kadar ceza ödemek, içerde yatmak ve sınır dışı edilmek gibi bir sürü ceza onu bekler oluyor o vakit. Kişi aslında aynı kişi. Fark sadece yurt dışına çıkış yapıp yapmamasında. Bana çok mantıksız geliyor bu uygulama gerçekten. Bu insanları zora sokan saçma uygulamanın insancıl bir alternatifi olmalı mutlaka, eğer inisiyatif sahibi bir yönetici çıkıp bu ezgiye son vermek cesaretini göstermek isterse. İşin yoksa,akıllı ve becerikli olan ülkelerin internet üzerinden birkaç saatte gerçekleştirdikleri iş için, bir avaracı (boşta gezen) gibi daireden daireye, hastaneden laboratuvara koştur dur günlerce...
 Yazıklar olsun "Nüfusunun yüzde 100'ü okumuş" diye övündüğümüz devletimize ve bizlere            
 
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com  veya  ata@kk.tc
Şeffaf Gazete.com
 

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR