Emine Erdoğan'ın "Zerre kadar görebilirseniz zerreleri görebilirsiniz” sloganıyla AVEA ve Ey-Der tarafından düzenlenen etkinlikte CHA muhabiri korumalar tarafından dışarı çıkarıldı.

Bir basın çalışanınını sorgusuz sualsiz dışarı atılmasına  ise bir çoğu hükümet destekçisi medya çalışanı diğer muhabirlerin bu hukuksuz davranışa hiç itiraz etmemesi oldu.

Engelsiz Yaşama Derneği (Ey-Der) ve AVEA nın ev sahipliğindeki skandal ...

Görme engellilerin ve ailelerinin hayatını değiştirmeyi amaçlayan, öncelikle 0-6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik, erken müdahale eğitimi üzerine kurulu Günışığı Projesi'nin tanıtım toplantısına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin'in eşi Şeyma Şahin, AVEA ve Türk Telekom Grubu Bireysel İş Birimi CEO'su Erkan Akdemir, Ey-Der Başkanı Gönül Turgut ve proje kapsamında eğitim gören çocuklar ile aileleri katıldı. 

Proje, az gören olarak tarif edilen, sadece yüzde 1 ile 10 oranları arasında görme kalıntısına sahip olan ve tıbben görme engelli ya da kör kabul edilen çocuklara görmeyi öğretmeyi amaçlıyordu

PROGRAM ÖNCESİ DAVETİYE GERGİNLİĞİ

Programı takip için salonda bulunan Cihan Haber Ajansı (CHA) ekibi, davet edilmedikleri gerekçesiyle görevliler tarafından salon dışına çıkarılmak istendi. Muhabir, görevlilere salonda bulunan hiçbir basın mensubunun davet edilmediğini söyleyerek çıkmak istemedi. Görevlilere sarı basın kartını göstererek yapılan uygulamanın yasal olmadığını söyledi. Çıkan tartışma uzayınca Emine Erdoğan'ın salona girişi yaklaşık 15 dakika gecikti. Bir süre sonra görevliler, Cihan Haber Ajansı'nın muhabiri ve kameramanını salon dışına çıkardı. Görevliler, salondan çıkarılmaların korumaların talimatı doğrultusunda olduğunu söyledi.

Otelin dışına çıkarılan CHA muhabiri Hüseyin Aydın, girişteki bahçeyi çevreleyen duvarın üzerine oturup gözyaşı döktü.

BASIN KONSEYİ'NDEN KINAMA

Basın Konseyi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katıldığı bir etkinliği takip etmek isteyen CHA muhabirinin salondan çıkarılmasını kınadı. Konsey'den yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katıldığı Avea Günışığı programını takip etmek isteyen Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın'ın güç kullanılarak dışarı çıkarılması kabul edilemez.
Bir lider eşinin katıldığı programlar, elbette kamuya açıktır ve şeffaf toplantılardır.
Özel olmayan bu ve bunun gibi toplantılarda, gazetecilerin programları izlemelerinin yasaklanması; basın özgürlüğü adına, halkın haber alma hakkını engellemektedir.
Gazetecilerin, görevleri başında alıkonulmasını kınıyoruz.
Basında ayrımcılığa karşı olduğumuzu tekrarlıyoruz."

TGC'den tepki 

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Nazmi Bilgin, Cihan haber ekibine yapılan saldırıyı kınadı. Bilgin, “Son zamanlarda akreditasyon adı altında basına uygulanan sansürün en bariz örneği bu olayda yaşanmıştır” dedi. Bilgin’in bu konudaki açıklaması şöyle: 
 
 Cihan haber ekibinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katıldığı bir programdan yaka paça dışarıya çıkarılması basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Ve bir demokrasi ayıbıdır.

Basın kartı gazetecilerin profesyonel kimliğini belgeler. Basın Kartları Komisyonu gibi önemli bir kuruluşun onayı ile devlet tarafından verilir. Bu kartı taşıyan her gazetecinin haber niteliği taşıyan tüm haberleri takip etmesi doğaldır. Aksi takdirde devlet kendi verdiği kartla çelişkiye düşmüş olur.

Son zamanlarda akreditasyon adı altında basına uygulanan sansürün en bariz örneği bu olayda yaşanmıştır. Basının bir kısmını ötekileştirerek bir ülkede demokrasinin varlığını savunmak mümkün değildir. Bunu yapanlar basın tarihinin karanlık sayfalarında yerlerini alacaklardır.
Olayın bir başka vahim tarafı da toplantıya katılan gazetecilerin sessiz kalmasıdır. Bir basın örgütünün başkanı olarak bundan büyük üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Gazeteciler böyle bir olayda dayanışma içinde olmayacaklar da ne zaman olacaklar? Bu basını yandaşlaştırma özentisinin ortaya çıkardığı üzücü bir durumdur. 

Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın ve Kameraman Mehmet Büyük'ün,  Emine Erdoğan’ın katıldığı bir programı takip etmek için geldiği salondan çıkartılmasına tepkiler çığ gibi büyüdü

. Twitter’da da açılan (#AveayıKINIYORUM) başlığı altında gazetecilere yönelik uygulamaya büyük tepki gösterildi.

İşte o tepkilerden bazıları;

CİHAN -DÜNYA

- Akreditasyon krizine Sınır Tanımayan Gazeteciler'den sert tepki

SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER ÖRGÜTÜ: ŞİDDETLE KINIYORUZ

Merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın ve kameraman Mehmet Küçük'ün, AVEA'nın düzenlediği programdan yaka paça atılmasına sert tepki gösterdi.

RSF Avrupa Masası Direktörü Johann Bihr olayı, "Türkiye'de iktidarın, kendisine muhalif medyaya yönelik sürdürdüğü düşmanca tavrın yeni bir örneği." ifadeleriyle değerlendirdi. Bihr, First lady'nin de katıldığı etkinlikte Cihan muhabirine yönelik akreditasyonun hiçbir şekilde kabul edilemez oluğunu söyledi. Gazetecilerin salondan yaka paça atılmasının şoke edici olduğunu belirten Johann Bihr, "Bu tutumu şiddetle konıyoruz." dedi.

RSF Avrupa Masası Direktörü Bihr, Türkiye'de muhalif medyaya yönelik uygulanan sansürün, gelecek için de endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı. Türkiye'de iktidarın çok açık bir şekilde otoriterliğe doğru kaydığını ifade eden Bihr, iktidarın muhalif her kesimi kendisine yönelik komplo yapmakla suçladığını kaydetti. Johann Bihr, hükümeti hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na hem de taraf olduğu uluslararası anlaşmalara saygı duymaya davet etti. İfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların hiçbir şekilde tolere edilemeyeceğini vurguladı.

Medya Etik Konseyi: CİHAN'A YAPILAN AYRIMCILIK UTANÇ VERİCİ

Medya Etik Konseyi (MEK) Başkanı Halit Esendir, Emine Erdoğan'ın katıldığı Avea'nın programında Cihan Haber Ajansı (Cihan) ekibinin yaka paça dışarı çıkartılmasının utanç verici olduğunu belirtti. Esendir, Cihan ekibine destek veren DHA muhabirinin tavrını ise takdirle karşıladığını ifade etti.

MEK'ten yapılan açıklamada, "Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın ve kameraman Mehmet Büyük'ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katıldığı bir programı takip etmek için geldiği salondan çıkartılması, basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Davet gerektirmeden tüm basın mensupların katılabileceği bu gibi programların gazetecilere yasaklanması, halkın haber alma hakkına saldırı ve bir gasptır." denildi.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Daha önce de pek çok olumsuz örneği yaşanan akreditasyon ayıbı, bir kez daha ortaya çıkmıştır. İktidarın yapmış olduğu haksız akreditasyonları örnek alarak, ticari bir şirket olan Avea tarafından da Cihan ekibine uygulanması ise 'utanç verici'dir. Genelkurmay Başkanlığı bile 28 Şubat'ta yapmış olduğu akreditasyon uygulamasından vazgeçmişken, bu ayıbı özel bir şirketin dayatması manidardır.

Diğer basın mensuplarından her hangi bir davetiye istenmezken Cihan muhabirinden talep edilmesi ise ayrımcılıktır. Ayırımcılık, Türk Ceza Kanunu'na göre bir suç olduğu gibi, başta Anayasa olmak üzere pek çok kanunda ve uluslararası sözleşmede yer almaktadır. Dolayısıyla Cihan ekibine yapılan bu ayrıcılığı kınıyoruz.

'DHA MUHABİRİNİN TAVRINI TAKDİRLE KARŞILIYORUZ'

Cihan ekibinin dışarı çıkartılması sırasında tepki gösteren DHA muhabirinin davranışını takdirle karşılıyoruz. Bu tip olaylarda diğer basın mepsuplarının da aynı şekilde meslekdaşlarına sahip çıkması gerektiğini hatırlatıyoruz."

GAZETECİLER CEMİYETİ: DEVLET, KENDİ VERDİĞİ BASIN KARTIYLA ÇELİŞİYOR

Cihan muhabiri Hüseyin Aydın'a, yapılanları 'utanç verici' olarak nitelendiren Gazeteciler Cemiyeti, yaşanan olayın bir demokrasi ayıbı olduğunu kaydetti. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Nazmi Bilgin, "Cihan haber ekibinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katıldığı bir programdan yaka paça dışarıya çıkarılması basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Ve bir demokrasi ayıbıdır. Basın kartı gazetecilerin profesyonel kimliğini belgeler. Basın kartları komisyonu gibi önemli bir kuruluşun onayı ile devlet tarafından verilir. Bu kartı taşıyan her gazetecinin haber niteliği taşıyan tüm haberleri takip etmesi doğaldır. Aksi takdirde devlet kendi verdiği kartla çelişkiye düşmüş olur." dedi.

"GAZETECİLER BÖYLE BİR OLAYDA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAYACAKLAR DA NE ZAMAN OLACAKLAR?"

Nazmi Bilgin, "Son zamanlarda akreditasyon adı altında basına uygulanan sansürün en bariz örneği bu olayda yaşanmıştır. Basının bir kısmını ötekileştirerek bir ülkede demokrasinin varlığını savunmak mümkün değildir. Bunu yapanlar basın tarihinin karanlık sayfalarında yerlerini alacaklardır. Olayın bir başka vahim tarafı da toplantıya katılan gazetecilerin sessiz kalmasıdır. Bir basın örgütünün başkanı olarak bundan büyük üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Gazeteciler böyle bir olayda dayanışma içinde olmayacaklar da ne zaman olacaklar? Bu basını yandaşlaştırma özentisinin ortaya çıkardığı üzücü bir durumdur. Olayı tümüyle kınıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

GYV'DEN TEPKİ: BU ZİHNİYETİ KINIYORUZ

GYV'nin Twitter hesabından yapılan 'kınama' başlıklı açıklamada, "Emine Erdoğan'ın katıldığı kamuya açık olan Avea Günışığı programını takip etmek isteyen Cihan Haber Ajansı Muhabiri Hüseyin Aydın'ın zorla dışarı çıkarılması basın özgürlüğü adına halkın haber alma hakkını engellemektedir." denildi.

Açıklamada ayrımcılığa karşı olunduğu belirtilerek, "Gazetecilerin görev yapmalarını engelleyen zihniyeti ve eylemlerini kınıyor, her türlü ayrımcılığa karşı olduğumuzu tekrarlıyoruz." ifadeleri yer aldı.

BASINA TEPKİ İÇİN AVEA SİM KARTINI KIRDI

Pak Medya İş Genel Başkanı İsmail Topcuoğlu Cihan Haber Ajansı ekibine yönelik akreditasyona telefonundan çıkardığı Avea sim kartını kırarak tepki gösterdi. Topcuoğlu, gazetecilere uygulanan yasaklara sert çıkarak, "Böyle bir saçmalık, bırakın demokrasiyi muz cumhuriyetlerinde yaşansa maymunlar güler." diye konuştu.

Pak Medya İş Genel Başkanı Topcuoğlu, Aksiyon İş Genel Merkezi'nde Emine Erdoğan'ın katıldığı Avea'nın programında Cihan Haber Ajansı (Cihan) ekibinin dışarı çıkarılmasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Topcuoğlu, yapılanların bütün medyaya yönelik yapılmış bir saldırı olduğunu ve bu tavrı kınadıklarını söyledi. Topcuoğlu, "Basının özgür olmadığı, halkın haber alma özgürlüğünün yasaklarla, baskılarla, akreditasyonlarla engellediği bir ülkede demokrasi yok demektir. Bugün ne yazık ki ülkemizde basın özgürlüğüyle birlikte demokrasi de fiilen askıya alınmıştır. Yalnızca Cihan değil, Sözcü, Cumhuriyet, Zaman, Taraf, Bugün, Birgün gazeteleri, Samanyolu Haber, Bugün TV, Halk TV gibi televizyon kanallarına Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve birçok bakanlık tarafından akreditasyon uygulanmaktadır. Bu yasağı uygulayanların, kendilerinin geçmişte Genelkurmay ve diğer bazı kurumların uyguladığı akreditasyonlardan yakınanlar olması da son derece manidardır." ifadelerini kullandı.

"MUZ CUMHURİYETLERİNDE YAŞANSA MAYMUNLAR GÜLER"

Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın'ın, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilen sarı basın kartına sahip bir gazeteci olduğunu hatırlatan Topcuoğlu, şöyle devam etti : "Bu ülkede Başbakanlık, kendisine bağlı bir kurumun verdiği basın kartını yok sayıyor, o kartı taşıyan gazeteci arkadaşımıza yasak uyguluyor. Böyle bir saçmalık bırakın demokrasiyi muz cumhuriyetlerinde yaşansa maymunlar güler. Bugün ülkemizde 20'nin üzerinde gazeteci ceza evindedir. Sadece bir yılda 2 binin üzerinde gazeteci, iktidar baskısıyla işini kaybetmiştir. İstanbul'daki olayda, Hüseyin Aydın salondan atılınca, orada bulunan diğer gazeteci arkadaşlar da salonu terk etseydi uygulayanlar tavırlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklardı."

Pak Medya İş Genel Başkanı Topcuoğlu, açıklamalarının ardından AVEA sim kartını telefonundan çıkardı ve kırdı. Topcuoğlu, "Ben bugüne kadar kullanmış olduğum Avea sim kartımı çıkarıyorum. Bir akredite benden olacak ve sim kartımı kırıyorum." dedi.