Güzel ülkemiz için yazıyoruz - ABD TÜRKİYE ARASINDA YENİ KAOS Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/haberler/mix/32578/abd-turkiye-arasinda-yeni-kaos

 

ABD TÜRKİYE ARASINDA YENİ KAOS
ABD TÜRKİYE ARASINDA YENİ KAOS
Türkiye’nin 1998 yılından bugüne tüm sürecin içerisinde olduğu 5. nesil savaş uçağı F-35'lerin teslimine kısa bir süre kala ABD senatosundan gelen 'vermeyin' çağrısı iki ülke arasında yoğun bir diplomasi diyaloğunu da beraberinde getirdi.
2 Haziran 2018, 22:25
 
ABD, Türkiye’ye savaş uçağı satışını yasaklayacak
 
Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası (NDAA) üzerine tartışmalar sırasında, ABD Kongresi'nin her iki meclisi de F-35 savaş uçağının Türkiye'ye teslim edilmesini önlemek için paralel girişimlerde bulundu.
 
Senato Silahlı Hizmetler Komitesinde, Demokrat Senatör Jeanne Shaheen ve Cumhuriyetçi Senatör Thom Tillis, Savunma Bakanı'ndan Türkiye'yi F-35 programından çıkarmaya yönelik bir plan hazırlamasını isteyen bir yasa değişikliği önerdi.
 
Senatör Tillis, bu değişiklik önergesinin Türkiye’nin Amerikalı bir papazın tutuklaması ve Rus yapımı S-400 füze sistemi satın almasına yönelik bir tepki olduğunu söyledi.
 
Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen NDAA taslağı “Türk-Amerikan ilişkilerinin Türkiye tarafından kışkırtıcı eylemler nedeniyle gerildiğini, Türkiye’nin Rus yapımı S-400 füze sistemini satın almasının silah geliştirme programları üzerinde olumsuz etkisinin olabileceğini” belirten bir raporu da içeriyor.
 
Türkiye bu hamlenin mantığını anlayamıyor çünkü şirketleri, uçağın çeşitli parçalarının üretiminde yer alıyor ve kendi ürünlerini elde etmekten men edilecekler.
 
Bir uçağın teslim edilmesini bir papazın tutuklanmasına bağlayan bir mantık yok. Rus yapımı füze sistemi satın alımı ise egemen bir devletin kararıdır ve sorgulanmamalı.
 
Ortak yapım projesinde yer alan diğer ülkeler arasında Türkiye ve ABD dışında, İngiltere, İtalya, Norveç, Hollanda, Danimarka, Kanada ve Avustralya da bulunuyor.
 
Geçtiğimiz ay ABD çok taraflı İran nükleer anlaşmasından çekildi. Bu durum ABD'nin dünya meselelerine yönelik muhafaza ettiği bakış açısının imajını pekiştirdi.
 
Türkiye ve ABD iki NATO müttefiği ama Türkiye’nin kendine güven eksikliği ABD’deki akademik çevrelerde açıkça dile getirildi. Böylesi bir hamlenin ardından Türkiye ABD’ye güvenebilir mi? Bunlar Türkiye’de tartışılan soruların bir kısmı.
 
ABD yönetiminin icra kolu, böyle bir hareketin sonuçlarının farkındadır. Bir ortak yapım projesinde, diğer ortakların ticari çıkarları üzerindeki zararı göz ardı eden bir ortak olarak ABD’nin imajını yurtdışında lekeleyecek.
 
Bu hamlenin asıl amacının satışı yasaklamak mı yoksa Yürütme ve Yasama yetkisini iyi polis-kötü polis olarak kullanıp Türkiye’nin, Suriye’de ya da başka yerlerde ABD’nin politikasına uygun tavizlerde bulunmasını sağlamak mı olduğu net değil.
 
Suriye’deki veya başka yerlerdeki ABD politikasına uygun olarak Türkiye’den imtiyaz kazanmak için iyi bir polis ve kötü polis olarak hareket etmesini veya ifa etmesini sağlayıp sağlayamayacağı açık değil.
 
Bu da yetmezmiş gibi, İsrail’in bölgedeki gelişmiş F-35 yeteneklerine sahip olması gereken tek ülke olması gerektiğine ilişkin inisiyatifi desteklemek için Washington’ın neocon (yeni muhafazakar) korosuna İsrail de katıldı.
 
Türkiye’nin haklı olarak bu inisiyatiflere direnmesi bekleniyor ama bu kolay bir iş olmayacak. Senato’da ve Temsilciler Meclisi'nde iki paralel girişimin olması, Türkiye'nin bu görevini daha da zorlaştıracak.
 
Dahası, Senato'da sunulan değişiklikler hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partilerin üyeleri tarafından desteklendi ve ezici çoğunluğu ile kabul edildi (66'ya karşı 351 ol). Bu, Türkiye'nin birden fazla savaşta dövüşeceği anlamına geliyor.
 
Türkiye sadece diğerlerini suçlayarak bu zorlukların üstesinden gelemez. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Türkiye’nin bunlara aynı şekilde karşılık vereceğini söyledi ama nasıl olacağını belirtmedi.
 
İlişkilerin yeniden rayına oturması gerekiyor, üstelik sadece ABD ile de değil, ayrıca İsrail ve diğer tüm ülkelerle de.
 
F-35 sorunu ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 4 Haziran’da Washington’da yapacakları görüşmenin gündemine de eklendi.
 
Bu görüşmeye ilişkin diğer bir önemli konuysa Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) Kürt savaşçılarının Suriye’nin kuzeyindeki Menbiç’ten çekilmesine ilişkin mesele.
 
ABD-Türkiye ilişkilerinde gerilimin tırmanması her iki tarafın çıkarlarına zarar veriyor, ancak Türkiye daha da savunmasızken ABD durumu yönetmenin yollarını bulabilir:
 
Uluslararası toplumda zaten tecrit edilmiş durumda.
 
Ortadoğu'da çeşitli krizlere karışmış.
 
Suriye'de iki tekneye aynı anda binmeye çalışıyor.
 
Ekonomisinin kırılganlığı artıyor.
 
Seçim sürecinin gittikçe ısınması Türkiye’nin sorunlarını daha da karmaşıklaştırıyor.
 
Yaşar Yakış