Güzel ülkemiz için yazıyoruz - HAVAİ FİŞEK FACİASI DAVASI BAŞLADI Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/haberler/mix/36896/havai-fisek-faciasi-davasi-basladi

 

HAVAİ FİŞEK FACİASI DAVASI BAŞLADI
HAVAİ FİŞEK FACİASI DAVASI BAŞLADI
Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikası patlamasında yakınlarını kaybeden aileler adalet istiyor.Sakarya Hendek’teki Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında 7 işçinin hayatını kaybettiği patlamaya dair ilk duruşma öncesi ailelerin yürüyüşü ve mahkeme salonuna girişleri engellendi.
6 Ocak 2021, 15:07
 
 
Sakarya'nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikası patlamasıyla ilgili davanın ilk duruşması Sakarya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
 
image
 
Patlamada hayatını kaybedenlerin yakınlarının ve yaralananların duruşma öncesi yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi.
 
Aileler, salonunun küçük olduğu gerekçesiyle salona da alınmadı, yalnızca az sayıda kişinin salona girmesine izin verildi. Polis müdahalesine ve salona alınmamalarına tepki gösteren aileler, "17 kişilik salona 10 kişi aldılar ve bizi almıyorlar. Patlamayı yaşayan biziz, bizi de almıyorlar içeri. Katiller korunuyor. Parası olan kazanmayacak bunu, üç kuruş için fabrikada kölelik yapan kazanacak. Basın görecek, Türkiye duyacak. Parası olan üç gün yatıp çıkmayacak!" dediler.
 
DURUŞMA ÖNCESİ YÜRÜYÜŞE POLİS MÜDAHALE ETTİ
 
Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020 tarihinde meydana gelen patlamada fabrikada çalışan 7 işçi öldü, 127 işçi yaralandı. 
 
image
 
Olayın ardından Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında fabrika sahibi Yaşar Coşkun, fabrika sorumlu müdürü A.A., fabrika müdürü ve genel ustabaşı H.A.V., genel ustabaşı E.Ö., iş güvenliği uzmanı A.B. ile tutuksuz yargılanan A.R.E.C. ve sorumlu personel A.Ç. hakkında dava açıldı.
 
Davanın ilk duruşması öncesi "Hendek için adalet" yazılı pankart ile adliye önünde yürümek isteyen aileleri polisler engelledi. Engellemeye tepki gösteren aileler açıklama yaptı.
 
Patlamda kardeşini kaybeden Hatun Tepeçınar, şunları söyledi:
 
"Biz buraya akan kanlarımızın, parçalanan kardeşlerimizin, 7 tane emekçi şehidimizin hakkını savunmaya geldik. Geride kalan yetimlerin, dul eşlerin hakkını savunmaya geldik. Coşkunları kimse sahiplenmesin. Coşkunlar bu Türkiye'nin sahibi değil. Bizim emekçilerimiz coşkunların cebini doldurmak için uğraşıyordu. Pandemi sürecinde 3 ay boyunda Coşkunlar yığdı yığdı yığdı ve sonunda hazin son oluştu.'' 
 
image
 
Bu bağıra bağıra gelen bir şeydi patlayacağı.
 
'' Usulsüzlükleri gördüm, çalıştım, biliyorum. Hiçbir usul yoktu, hiçbir kontrol yoktu… Mutfak önlükleriyle çalışılıyordu. İnsanlar yanında alev alıyordu. En büyük korumaları 'Git levhaya yapış geri gel", buydu korumaları. Elleriyle cinayet aletlerini yaptı bu kadınlar. Cinayet aletlerini yaptı ve 7 tane emekçi şehidimizi paramparça, kardeşimi paramparça topladılar. Kimse önümüze geçmesin. Allah rızası için söylüyorum. Polis kardeşlerim, empati yapın. Bizim yerimize koyun kendinize. Ben 3 tane yetimime ne diyeyim, dul eşine ne diyeyim. 6 aydan beri yemiyoruz, içmiyoruz, uyumuyoruz. Psikolojik haplarla ayakta duruyoruz. Bize kim yardım edecek? Devletimizden yansız olarak adalet istiyoruz. Yansız olarak! Parası olan savunulmasın, katiller savunulmasın! Bütün Türkiye'ye sesleniyorum, ne olur yanımızda olun, bizi bu süreçte yalnız bırakmayın, susmayın, bizi de susturmaya kalkmayın, susmatacağız."
 
image
 
"SUSTURMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ, SUSMAYACAĞIZ"
 
Patlama sırasında fabrikada çalışan bir kadın kadın işçi de "Patlamanın içindeydik biz patlarken. 3 patlamada ben içerideydim. Dördüncü patlamada düştüm, yaralandım, parmağım kırıldı, ameliyat oldum. Büyük Coşkunlar, Ali Rıza amca nerede, bizim arkamızda mı durdu? Bu devlet nerede, bizim arkamızda mı durdu bu devlet bizim? Şimdi bizi burada susturmaya çalışıyorsunuz, susmayacağız. Sonuna kadar bu adaleti istiyoruz biz" dedi.
 
7 GÜN 7 GECE EŞİMİ BEKLEDİM, BANA BİR TABUT GETİRDİLER… 
 
Patlamada yaşamını yitiren Erhan Ateş'in eşi de "Ben 7 gün 7 gece yemedim içmedim eşimi bekledim. Ne yaşadığımı ben biliyorum, bir de Allah biliyor. 7 gün sonra bana bir tabut getirdiler, 15 dakika kapımın önünde durdu, başka durmadı benim eşim. O da eşim miydi… Olsun ben kendimi onunla avutuyorum 2 çocuğumla. Ben de oranın işçisiydim, oranın yemekçisiydim. Ama bütün yaptığım haram zıkkım olsun. Sadece Allah'tan, sizlerden tek istediğim adalet. Eşimin hakkı kaybolmasın, adalet istiyorum" dedi.
 
Fabrika sahibi Y.C.’nin avukatı Abdurrahim Burak ise olayın sabotaj olabileceğini iddia etti.
 
AİLELERİN BÜYÜK KISMI DURUŞMA SALONUNA ALINMADI
 
Açıklamanın ardından adliye girmek isteyen aileler bir kez daha engelle karşılaştı. Duruşma salonunun küçük olduğu gerekçesiyle aileler içeri alınmak istenmedi. Az sayıda kişinin salona girmesine izin verildi.
 
Basın mensuplarının da salonun küçüklüğü gerekçe gösterilerek alınmadığı duruşmaya tutuklu sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz 2 sanık ile avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.
 
Duruşmayı milletvekilleri Engin Özkoç, Ahmet Şık, Erkan Baş, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, EMEP Kocaeli ve Sakarya İl Başkanları, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, Eğitim Sen Eş Genel Başkanı Necla Kurul ve TMMOB temsilcileri de takip etti.
 
Salona alınmayan aileler adliye önünde seslerini basın aracılığıyla duyurma çalıştı. Bunu engellemeye ve basının görüntü almasını engellemeye çalışan polisler, ailelerin tepkisiyle karşılaştı.
 
image
 
Bir kayıp yakını, yaşananlara şu sözlerle tepki gösterdi:
 
"Bir şekilde korunuyor. Biz burada sanki olay çıkaracağız ya da başka bir şey yapmışız gibi… Katilleri çevik kuvvet koruyor, polisi koruyor, jandarması koruyor, bize müdahale ediyorlar. Suçlu korunuyor, suçsuz mağdurlar suçlanmış gibi müdahale ediliyor. Bizim yürüyüş hakkımızı bile… Yürüyemezsiniz dediler bize."
 
Ailelerden Hatun Tepeçınar, "Katiller 3 gün yatıyor, ekmek çalan yıllarca yatıyor" diyerek tepki gösterdi. Tepeçınar, "Mahkeme salonuna 17 kişi alınacak denildi, 10 kişi aldılar. Müşteki olduğumuz halde aşağıda bekliyoruz. Yukarıdan talimat gelmiş, bizi almıyorlar. Biz buraya keyfimizden dikilmedik! Talimat nereden gelmiş bizi içeriye almıyorlar. Biz burada hakkımızı arayamacağız herhalde, acımızı devletimize anlatamayacağız galiba. Niye geldik biz buraya acımızı anlatamıyorsak" dedi.
 
Diğer yurttaşlar da "Patlamayı yaşayan biziz, bizi de almıyorlar içeri. Biz de girmek istiyoruz, ölenlerin hakkını savunmaya geldik buraya. Devlet nerede? Arkamızda dursun? MÜSİAD başkanlarıyla gittiler yemek yediler" ifadelerini kullandılar.
 
Şeffaf Gazete.com