Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HERKESİN BİRİLERİNE AİT OLMA EGOSU VAR....
HERKESİN BİRİLERİNE AİT OLMA EGOSU VAR....
Moda dünyasının çok yakından tanıdığı Ferhat Kazancı’yı ünlü tasarımcı Özgür Masur  markasının arkasındaki mütevazi güç olarak tanıyoruz..
12 Aralık 2013, 00:14

 

Moda dünyasının çok yakından tanıdığı Ferhat Kazancı’yı ünlü tasarımcı Özgür Masur  markasının arkasındaki mütevazi güç olarak tanıyoruz..

image

Özgür Mansur markası ile neredeyse özdeşleşen  Kazancı  adeta beş parmağında beş marifet bir yönetici. Yazdığı ‘’Beden bende bir bavul’’ kitabı büyük ilgi gördü bu ilgi onu yazmak için daha da isteklendirdi  ve 2.kitabını yazmaya başladı bile.

Moda dünyasının çok önemli ismi olan Ferhat Kazancı’yı renkli kişilği ile  onu daha iyi tanımak ve daha iyi anlamak için sorduk ve samimi cevaplar aldık.İşte Ferhat Kazancı

image

 Ferhat Kazancı kimdir, yazarlık dışında ne iş yapar?

Kendini anlatmak durumu her zaman sıkıntılı gelir insana ama kısaca Ferhat Kazancıyı size anlatayım J 1975  Nazilli doğumluyum… Gençlik yıllarım ve üniversite hayatım İzmir de geçti. kesinlikle İzmir aşığı bir adamım. Üniversitenin daha ilk yılın da  fiziki özellikler ve heves ile o zaman inanılmaz popüler ve en gözde yarışma sayılan Best Model e katıldım benim için çok keyifli ve heyecanlı bir deneyim olmuştu ve sonrasında profesyonel modellik hayatım başladı. Modellik mesleği ile hem paramı kazanıyor hem de okuyordum .

2000 yılında ilk kez hayatımın aşkı dediğim insan için İstanbul a yerleştim… Onu İzmir de sadece birkaç saat gördüm ve vakit geçirebildim… İnanmayabilirsiniz ama bir hafta sonra kendimi İstanbul da onun hayatının bir parçası olarak buldum. Fiziğim gereği o zamanlar için yapabileceğim mesleğin oyunculuk olduğuna inandım ve bir süre oyunculuğu denedim ve bana göre bu iş o zamanlarda tamamen şans faktörü ile doğru orantıda olduğuna inandım fakat oda bende yoktu

Daha sonraki zamanlarda Uzun bir süre Outdoor reklam sektöründe çalıştım ve sonrası Özgür Masur…

image

Özgür Masur’la nasıl biraraya geldiniz?

Özgür ile ortak arkadaşlarımızın düzenlemiş olduğu bir organizasyonda tanıştık. O zamanlar önemli firmaların baş tasarımcısı olarak çalışıyordu bende reklam sektöründen son derece sıkılmış bunalmış bir adam olarak tamda doğru zamanda tanıştık… Kaderin karşılaştırdığı ve işinde gerçekten iyi olan iki insanın tanışması gereken zamanmış  diye düşünürüm hep…

Pek çok ünlü modelle çalıştınız, sizce Türkiye’nin en iyi modeli kim ya da kimler?

Özgür Masur defilelerinde çok az Türk manken kullanıyoruz bunun nedeni Avrupa standartlarında ve Avrupalı havasında model ne yazık ki çok fazla yok. Bu neden önemli ? artık gerçekleştirdiğimiz defileler global dünya da  fark ediliyor ve takip ediliyor bu yüzdende yurtdışında ki moda haftalarında ki o profesyonel model görüntüsü hissedilsin istiyorsunuz.

Ben bu standartlara uygun olduğuna inandığım Didem Soydan, Merve Büyüksaraç ve Duygu Akdenizi çok beğeniyorum. Özellikle de Duygu Akdeniz hem çok başarılı bir model hem de ileride Türkiye de çok daha özel projelerde fark edilecek  çok iyi bir oyuncu bana göre.

image

Eski modellerdensiniz, o zamanları biraz anlatır mısınız? Şimdi ile kıyasladığınızda ne farklılıklar var?

Gerçekten de en büyük fark bizim zamanımızda modellik meslekti… Hafta da en az 3 defileye çıktığımız ve çok iyi paralar kazandığımız, sadece işimizi yaptığımız ve basamak olarak kullanılmayan bir meslekti.

Bu zamanda ise ne yazık ki meslekten çok  ünlü ve tanınmış olmak adına oyunculuk sektörüne adım için ilk hedef gibi düşünülen bir aracı haline geldi. Türkiye de erkek model kavramı bile neredeyse yok.

Bir erkek modelin 1 yılda çıktığı defile sayısı inanın 5 i geçmez oda gerçekten aranan bir model ise…

Yine Erkek modeller için Gaylife’n hegomanyası altında sıkışıp kalmış bir sektör. Bunu ünlü olabilmenin bedeli gibi görüp yürüten de var…

Buna ayak uyduramadığı için çok başarılı olmasına rağmen modellik mesleğini yapamayan erkek modeller de var.

image

Aslında çok popüler olabilirdiniz. Tabi ki kulvarlarınız farklı ama mesela Barbaros Şansal çok ön planda. Siz neden geri planda kalmayı tercih ettiniz?

Kesinlikle haklısınız kulvarlarımız Barbaros beyle çok farklı, her şeyden önce onun tasarımcı kimliği de çok ön planda, ben ise marka yöneticisiyim. Barbaros Bey inanılmaz donanımlı ve ciddi vizyonu ve öngörüsü olan bir insan… sadece düşüncelerindeki  anlatım dilini öyle içinden geldiği gibi yansıtıyor ki bazen tepkilerinde ki doğallık ve sertlik halk tarafından fazla marjinal algılanabiliyor.

Aslında o bana göre inandı hak peşinde bir adam militalist bir ruhu var… sadece kendi adıma inandığı değerler uğruna bazen bence de fazla Show a kaçabiliyor bende kendi adıma bunu zaman zman aşırı bulabiliyorum. Cümleyi anlatabilmiş miyim emin olamadım

Özgür Masur Türkiye’de çok tanınan ve başarılı bir moda tasarımcısı oldu, o basamakları tırmanırken geri planda kalmayı tercih ettiniz. Şahsen ben olsaydım egom ağır basardı ve kendimi bir şekilde öne çıkarırdım siz kendinizi nasıl geri planda tutmayı başarabildiniz?

Kayıtsız şartsız ben Özgür Masur’un tasarımcı kimliğine hayrandım. Yeteneği dünya çapında bu yüzden inandığım bu insanın markalaşması adına egolarımdan sıyrılarak işimi yapmasaydım. Çoğu zaman doğru hamleleri yapmak adına yanlış kararlar alırdım.

Moda tasarımcıları yaratıcı yeteneklerinden dolayı zaten egoları çok yüksek insanlar. Biz egoları yüksek iki insan olarakego savaşına girseydik, bu marka için bir ekipten çok görüntüde showdan başka işlere imza atmayan, yaptığı işlerle anılmaktansa görüntüde moda tasarımcısı olanlardan kabul edilirdik.

Bu yüzden egolarımı uyutup sadece işimi yaptım.

Beğendiğiniz başka moda tasarımcıları var mı?

Evet var ama işim gereği bunları isim olarak belirtmekten kaçınırım…  Özgür Masur  markasına kendisini adamış bir insanım bu yüzden .

Moda doğası gereği çabuk tüketilen, eskitilen bir şey. Yani bıçak sırtı bir konumu var. Sizce modayı kalıcı bir zemine oturtmak mümkün mü? Bunun için hangi alanlarla paslaşması gerekiyor?

Moda sektörü devamlı değişmesi gereken ve global dünyada ki her etkinin hissedile bilirliği olan bir sektör bu yüzden kalıcı bir zemin bana göre yaratıcılığı ve modayı öldürür. Bana göre dışarıdan yaptıkları iş çok lüks gibi görünse de  moda tasarımcıları kendi ülkelerinde ki ve dünyada ki tüm olup bitenden etkilenen hassaslığa sahip insanlardır. Yaratıcılıkları ve üreticilikleri devamlı değişkenlik göstermektedir.

Türkiye de moda tasarımcılarının Avrupalı bir marka haline gelememelerinin en büyük eksikliği ne diye sorarsanız kesinlikle ne yazık ki moda sektörüne gerçekten inanan yatırımcıların olmamasıdır.

Bu destek ve ön görü yatırımcılarımızda olsa dünya markası olmak adına çok önemli fark edilir Türk markalarına sahip olurduk.

Moda aslında kadın-merkezli bir oluşum. Ama sektöre erkek modacılar hakim. Dünyanın en ünlü modacıları hep erkek. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Ben açıkçası böyle düşünmüyorum. Dünyanın en ünlü moda tasarımcıları kadın veya erkek olarak birbirlerinden tanınmışlık adına  üstünlüğe sahip değiller. Sadece gözlemlediğim kadarı ile erkek moda tasarımcıları biraz daha PR bakımından daha fazla stratejik Fashion Showlara önem veriyorlar. Buda daha dikkat çekici kılıyor onları

Bu aralar üzerinde yoğunlaştığınız bir proje var mı?

Yazarlığı çok sevdim… bu yüzden ikinci kitabım için kendime özel zaman ayıran biri oldum. Bunun dışında şu zamanlar da kendimi çok hazır hissettiğim başka bir alanda TV programcılığı, bununla ilgili teklifler ve projeler gelmeye başladı bir şekilde doğru bir proje ile ekran karşısında olmaktan hem keyif alacağımı düşünüyorum hem de iyi şeylere imza atacağımı hissediyorum.

image

Önümüzdeki yıllara yönelik yol haritanızdan bahseder misiniz? Örneğin 5 yıl sonra kendinizi nerde görmek istiyorsunuz?

Çok net hissetiğimi dile getirmemi isterseniz bana göre Ferhat Kazancı’nın markalaşma sürecine şahit olacağım. Bunun içinde ben nasıl Özgür Masur a inandıysam aynı şekilde bana inanan çok özel bir ekiple çalışıyorum ve bunun bana kazandırdıklarına zamanla şahit olacağız.

Çok fit birisiniz, günde kaç saat spor yapıyorsunuz?

Haftanın 5 günü, maksimum 1.5 saat … Ben modellik zamanlarımda bile spor yapmamış biriydim, ta ki 30 yaş krizi ile birden kendine yaş ilerledikçe özen göstermek zorunda hisseden kendini seven bir Ferhat ile yüzleşinceye kadar ..

Dövmeleriniz... Instagram hesabından da oldukça beğeni alıyorlar. Hikayelerini anlatabilir misiniz?

Dövme kendimi bildiğimden beri istediğim bir şeydi.  Hazır hissettiğimde en büyük engelim eski sevgilimin buna izin vermeme durumuydu.  36 yaşında kendime doğum günü hediyesi olarak bir adet dövme yaptırmak için izin çıktı ve  2 yılda vücudunda 40 adet dövmesi olan bir adam oldum

 Bunun en önemli etkisi yine içimde var olan yaratıcılık.

Bir anda aklıma öyle farklı ve bana özel fikirler geliyor ki o anda onları vücudumda görmek istiyorum bu yüzdende aslına bakarsanız her dövmesi olan insandan farklı tarzı ve stili olan biriyim ve bu yüzdende yaptırmış olduğum her farklı dövmeyi takipçilerim ile paylaştığımda güzel tepkiler alıyorum. Buda beni ayrıca tatmin eden farklı bir keyif

Beden Bende Bir Bavul kitabınızı ne kadar sürede yazdınız?

image

Beden Bende Bir Bavul benim ilk  ve benim için çok özel yeri olan bir kitap her şeyden önce içinde sadece duygularımın hissettiklerimin bir arada olduğu bir deneme… aforizma olarak nitelendirilen ve sosyal ağlarda paylaştığım yazıların bir araya toplanması ile hayata geçmiş bir kitap. Yani açıkçası yazar olmak ve bir kitap yazmak için başlanmış bir serüven değil tam tersine kendimi rahatlatmak adına zaman zaman yazan ve bunları insanlar ile paylaşıp tepkilerinden haz alan biriydim ve Foo prodüksüyon tarafından keşfedilmiş bir insanım.

Kitabınız tam olarak ne mesaj veriyor?

Beden Bende Bir Bavul’un en önemli farklılığı kimliksiz bir anlatıma sahip bir kitap… İçinde kadın yada erkek ayrımı yok anlatım dilinde sadece insan var… aşka dair hayata dair yaşanmışlık sayılabilecek kimliksiz insan dili...

Ait olma duygusuyla nasıl bir çelişki, nasıl bir örtüşüm yaşıyorsunuz?

Herkesin birilerine ait olmak egosu vardır. Ego diyorum çünkü ait olmak tercih edilmek, seçilmektir…  Dolayısı ile hayatında birilerinin olmadığı süreci fazla uzadığını fark eden çoğu kişi direk olumsuz bir tutum içerisinde belki de özgüveninin azaldığı bir dönemde bulur kendisini. Bir sevgilisi varsa seviliyorsa ve birbirlerine ait olduklarını hissettirebiliyorlarsa bir şekilde kendilerine iyi geldiğine inandıkları bir ilişkinin içerisindedirler. Tatmin edicidir…

Ömrü kısa olsa bile…Bende birilerine ait olmaktan, tercih edilmekten seçilmekten keyif alan biriyim.

İç huzurunuzu bozabilen en güçlü duyguyu nasıl tanımlarsınız?

Buna insani yönden bakıyorum ve sanırım tek bir cevabım var: samimiyetsizlik…Hayatta insan diyaloglarında ki en tahammül edemediğim şeydir samimiyetsizlik. Samimi olmayan selamlaşmalar, sohbetler, kısaca ilişkiler.

Hele ki kendim için bir şeyler yapmaya başladığım zamanlarda çevremde görüntüde var olan insanları da işte bu samimiyetsizlikleri ile yargılayıp hayatımdan çıkardım. İçten olan zaten gerçekten kendini belli ediyor.

Aşk sizce nedir?

Aşk benim besin kaynağım…Ömrü kısa ama içinde barındırdığı tutku heyecan ile insanı yükselten ve o kısa süreç içersin de hayata karşı çok daha fazla heyecanlı kılan vazgeçemeyeceğim bir olgu benim için.

Aşkın cinsiyeti olduğuna inananlardan mısınız?

Aşkın hiçbir şekilde cinsiyeti yok… Kadını, erkeği, eşcinseli kısaca hiçbir kimliği yok. Çünkü aşk tutkuyu doğuran en önemli his ve buna kendini hazır  hisseden ve aşka hazır olan herkes yaşayabilir.

Aşk üzerine yaşanmışlıklarınız kaleminize yansıyor. Daha çok sevildiniz mi? Sevdiniz mi? Hangisi daha önemli sizin için?

image

Benim için sevmek sevilmekten çok daha önemli çünkü ben içimde fark ettiğim o duygunun esiri olmayı önemseyenlerdenim, Sevilmek de çok önemli ama düşünün sizi sevene karşı hisleriniz eş değerde değil ise kalbinizin bir yanını uyutursunuz. Ve o yan aslında heyecandan yoksun sadece verilenden mutlu olan sakin sessiz ilişkiyi yürüten rolün insanı olmuşsunuz demektir.

image

Bir bedende yaşayan kaç kişisiniz?

Tek bir bedende yaşıyorum ama ruhumun aşk için kendi içinde barındırdığı birçok beden var.

Hayat ve yaşananlar bir yolculuktur, Peki, bu yolculukta ne zaman ben artık yazarım diyebildiniz? Ya da kendinizi ‘yazar’ olarak tanımlıyor musunuz?

Ben yazmaktan ve içimde bir anda var olan duygu yoğunluğunu yazıya aktarmaktan keyif alan bir insanım ve inanın hiçbir zaman bir kitabım daha olsun diye yazan biri olmayacağım çünkü şuana kadar okurlarımla paylaşmış olduğum her satır, bir anda yoğunlaşıp yazmak dürtüsü ile içimi döktüğüm bir süreçtir bende ki yazarlık kavramı. Bu yüzden gerçekten mesleki açıdan bir yazar mıyım yoksa insanlarla kendinden bir şeyleri paylaşmaya hevesli bir insan mıyım buna ben paylaştıkça tepkileri ile insanlar karar verecek.

Türkiye’de kitap yayımlamak zor mudur? Bir kitabı yayımlatmak için hangi süreçlerden geçmek gerekir?

Kitabın içeriğine bağlı olarak düşünmek gerekiyor. Yazar kitabını tamamladığını düşündükten sonra, yayıneviyle iletişime geçer, yayın kurulunun kararından sonra da kitap baskıya hazırlanır. Bu süreçte editör - yazar ilişkisi son derece önemli, kitabın yerini bulması ve okuruna ulaşması için sıkı bir çalışma ve güçlü bir bağ gerekiyor. Beden Bende Bir Bavul'un başarısını da biraz buna bağlıyorum, editörle ve yayıneviyle kurduğum bağ, devamında başarıyı getirdi. İlk kitabını yayınlamış bir yazar olarak şunu söyleyebilirim, hayatın her alanında olduğu gibi kitap konusunda da doğru insanlarla yola çıkmak her şeyden önemli. 

Yazarlık para kazandırıyor mu?

Gerçekten bunu sorgulamış biri değilim ve bunun cevabını bilmiyorum.

Okurları içsel yolculuğa çıkaran ''Beden Bende Bir Bavul'' isimli kitap kendi içsel yolculuğunuz sonucunda mı ortaya çıktı?

Kesinlikle evet… Aşkla beslenen bir adamım dolayısı ile aşk kısa ömürlü olduğu için birçok bedende tükettiğim aşkların ve o süreçteki kendi içimde yaşattığım içsel sorgularımdan hayat bulan aforizmalar.

Ama bazı zamanlar hayatımda insan olarak değer verdiğim kişilerin yaşadıkları şeylerden de etkilenip kendimce onların yaşadıklarını da yorumladığım oldu bu da hem etkide hem de anlatım dilimde bana göre bir zenginlikti.

Kitabının kimliksiz olduğundan bahsetmiştin… Kimliksizlikten kastın nedir ?

Bedenin dışında cinsiyetsiz bir ruh taşır insan, yaşanan her şey nefes alıp vermek misali aynıdır bu yüzden.

Bedeninizi bir tarafa bırakıp sadece yaşadıklarınızı ve yaşattıklarınızı harmanlayan anlatım dilidir bende ki.

Sade olduğu kadar, sadece hepimize ait.

Günümüzdeki ilişkileri tarif edebilir misiniz?

İlişkilerimize güven ve inanç yoksulluğu içerisinde başlayan ve ilişkilerimizin ömürsüzlüğüne inanan insanlar olduk.

Ne kadar uzun ömürlü sürer in peşinde değil ne zaman biter e yoğunlaşan insanlar olduk.  Vazgeçişlerimiz çok daha kolay, tesellisi ise başka farklı bir beden.

Sosyal medyayı yoğun kullanıyorsunuz, sizce sosyal medya ilişkileri etkiler mi?

Bence bir ilişki inançla başlamıyorsa her şeyden etkilemeye hazırdır.

Bazen kadınlar karşılarındaki erkeklerin her arzusunu yerine getirdiklerinde onları kendilerine bağlayacaklarını sanıyor. Bu doğru mu sizce?

Bana göre yaşamsal alanda erkek ne kadar öz güvenli  güçlü ve rahat  görünse de, her arzusuna cevap veren kadınları kendi hayatlarının içine almadan sadece tatmin oldukları bir beden olarak görürler.

Bu her ilişki için geçerlidir kolay elde edilebilirlik çabuk tüketilmeye yüz tutan bir birlikteliktir.  Ve kadın erkeğin istediği her şeye cevap verirse çözümlenecek yada üzerine düşülecek hal ve tavrı erkek tarafından yitirilir.

Bir ilişkinin mükemmel gitmesi için sizce taraflar neler yapmalı?

Bana göre zaten mükemmel bir ilişki bu zamanda yoktur. Bir ilişkide aynı dili konuşabilmek çok önemli. Birliktelikler de kişilikler ve  Yaşam tarzları çok farklılık gösterebilir ama aynı dili konuşabiliyor olma yetisi ilişkide dengelerin kurulmasını sağlayabilecek önemli faktördür. Ve bence cinsellik kendi aralarında konuşulabilir bir hal almalı. Sadece erkeğinin tatmin olmasını mutluluk sayan ve bununla beslendiğine inan çok kadın var. Bundan sıyrılıp birlikte cinselliğin cevaplarına düşebilirlerse kadın yatakta farkında olmadan kaybettiği dişiliğini kazanır ve erkeği başka bedenlerde arayıştan uzak tutmayı başarabilir.

Aşık olunası insan kimdir? Nedir? Neye göre değişir?

İnanın aşkın bana göre koşulları yok bu yüzdende anlatım dilinde nasıl bir insana aşık olunabilirin de cevabı yok.Aşk bu, hiç beklenmedik bir zamanda hiç anlam veremediğiniz bir şekilde ummadığınız birinde bir anda hayat buluverir… siz bile şaşarsınız. ..Bana göre herkese aşık olunabilir yeter ki buna hazır olmak isteyin.

Kadınların ‘Aşksız seks olmaz’ sözüne katılıyor musunuz?

Seks yetişkin her insanın tatmin için hayata geçirdikleri gerekli beden sömürüsüdür. Bir insanın sadece cinselliğe önem vermesi de suç yada yanlış değildir. Bu yüzden aşksız seks olmaz kuralı ile yaşayan bir çok insanı elde etmek için aşık rolü oynayan insanlardan dolayı hayal kırklıklarına şahit oluyoruz.

Aşk tutku ile eşdeğer bir birliktelik sürecidir ve her zaman savunacağım, ömrü isteseniz de istemeseniz de kısadır. Bu yüzden aşksız sex olmazdan çok birini sevmeden sex yapamam diyen insanın daha doğruluğuna inanırım, çünkü sevmek aşık olmaktan çok daha faklı ve ömrü olan bir olgu. Ve kişi ömrü olduğuna inandığı bir bedende tatmin bulmayı seçebilir.

image

Birbirini beğenen, güven duyan erkek ile kadın neden sevişmeye öcü gözüyle bakar? Onları sevişmekten alıkoyan sizce nedir?

kolay elde edilir görülmekten korkan insanlarız… sevişirsek karışımızda kinin tek peşine düştüğü şeyin bu olduğuna inanmaktan kendimizi alıkoyamayan insanlarız...Hal bu ki aynı beden dilinden konuşabilmek ilişkide bana göre  en vazgeçilemeyecek paylaşımdır.

Bu yüzden pişmalık duymayacağınız her partner ile sevişmenin sonrasında .ok daha kalıcı ve sağlam ilişkilere de yol alınabileceğine inan biriyim.Seks partnerim diye nitelendirilen ilişkilerin hayat arkadaşlığına dönüşebildiğine çoğu  zaman şahit oldum…

image

Yeni bir ilişkiye başlayacaksınız ve seks geçmişi çok fazla bu sizi korkutur mu?

Buna kişisel cevap verecek isem ilişkiye başlayacağım kişinin seks geçmişini sorgulamak son derece anlamsız çünkü ben onu hayatıma aldığım günden  itibaren onun tek muhattap olduğu kişi ve bedenim…

Öncesinin hesabını ne ben nede o vermek zorunda değildir. Bir erkek kadar bir kadını da seksi seviyor olmasını suçlamak kadar anlamsız bir şey yok bana göre, Birliktelik anında son derece ruhsuz ve tecrübeli beden dilinde bana bu tecrübesini  hissettiriyorsa bu beni fazlası ile rahatsız edebilir.

Aşk için yapabileceğiniz en çılgınca şey nedir?

Aşk için sadece birkaç saat zaman ayırdıktan sonra, aşık olduğu şehir İzmir ini terk edip İstanbul a yerleşen birisinin yapamayacağı hiç bir şey yoktur bence

Hasta Galatasaray’lısın. Terim’in gitmesine ne diyorsun?

image

Fatih Terim çok hayranlık duyduğum bir insan ve bir daha hiç dönmemek üzere Galatasaray’dan ayrılma zamanı gelmiş ve hiçbir şekilde de artık geri dönmemesine inandığım bir isim . Çünkü bana göre her ne olursa olsun bu saatten sonra her ikisinin de birbirlerine katacağı bir şey kalmadı.

Bu tüketilmişlik, nasıl birliktelikleri birbirinden ayrılması adına netliktir. Galatasaray ve Fatih Terim de o tüketilmişlik netliğine sahip iki özel ve önemli marka benim için.

Fatih Terim çok özel ve çok iyi bir Galatasaraylı, benim içinde  bunu bilmek ve buna inanmak yetiyor.

Şeffaf Gazete.com

 


DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 TÖREHAN ÇİFTİ DOKUNULMAZLIK PEŞİNDE
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR