Güzel ülkemiz için yazıyoruz - MESUT ÖZİL OLAYI ALMAN MEDYASINI BÖLDÜ Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/haberler/spor-haberleri/32719/-mesut-ozil-olayi-alman-medyasini-boldu

 

MESUT ÖZİL OLAYI ALMAN MEDYASINI BÖLDÜ
 MESUT ÖZİL OLAYI ALMAN MEDYASINI BÖLDÜ
Alman medyasıda tek kelime ile Mesut Özil’in Almanya A Milli Futbol Takımını bıraktığını açıklaması ardından gelişen tartışma yaşanıyor.Almanya basınından bazı medya kuruluşları Mesut Özil’in milli takımı bırakmasını haklı bulurken, bazı kurumlar bu durumu eleştirdi.
24 Temmuz 2018, 10:13
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çekildiği fotoğrafın ve Almanya'nın 80 yıl sonra Dünya Kupası'na grup maçlarında veda etmesinin ardından eleştiri oklarının hedefinde olan Mesut Özil'in istifası, Alman medyasını ikiye böldü.
 
Bild, Özil'in bu karar için çok düşündüğünü ve yaşanan tartışmalardan sonra ırkçı söylemler hissettiği sürece bu formayı giymeyi düşünmeyeceğini vurguladığını belirtti.
 
Spigel‚ "Özil, Alman Milli Takımı’nı bıraktı" başlığını atarken, futbolcuya ırkçılık ve saygısızlık yapıldığını yazdı.
 
 
Augsburger Allgemeine gazetesi, suçun Mesut Özil’de olduğunu savunarak, milli takım kapılarının kendisine tamamen kapandığını aktardı.
 
Stern, Özil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tekrar fotoğraf çektirebileceğini ve bu durumdan pişman olmadığını dile getirdi.
 
image
 
Stuttgarter Zeitung gazetesi Mesut Özil'in Alman milli takımını bıraktığına dair açıklamasını şöyle yorumluyor:
 
"Alman Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel Mesut Özil'den, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çekilen resim hakkında açıklama yapmasını istemişti. Açıklama nihayet geldi. Ama olayı kapatıcı ve tatmin edici bir açıklama değildi. Özil ne üzüldüğünü belirtti, ne özür diledi, ne de Almanya'yı temsil eden bir milli oyuncunun nasıl davranması gerektiğine dair sözlere yer verdi. Aksine, Türkiye Cumhurbaşkanı ile yine aynı karede yer alabileceğini ima etti. Medyayı ve sponsorları yerden yere vurdu. Orta saha oyuncusunun bir daha milli formayı giyip giyemeyeceğine karar verirken, sportif olduğu kadar söylemleri de göz önüne alınmalıdır.”
 
Die Welt gazetesi Mesut Özil'in Alman Futbol Federasyonu ile hesaplaşmasına ayırdığı yorumda şu satırlara yer vermiş:
 
"Erdoğan ile çektirilen resim Özil'in ne kadar karışık duygular içinde olduğunu gösteriyor. Duygu karışıklığı yaşayan Türk asıllı tek Alman da o değil. Ancak Almanya'nın milli formasını taşımak sadece iyi futbol oynamayı gerektirmez. Milli futbolcu aynı zamanda genç göçmenlere de örnek olmalıdır. Futbol federasyonu da milli marşı okumakla kabullenme arasında tam olarak ne istediğini tanımlayabilmelidir. On yıllar boyunca Almanya'nın göçmenleri ile ilişkisi olmadı. Almanya beklentilerini açık bir şekilde belirlemeli, kültürler arasında bocalayan her sporcu da beklentileri karşılayıp karşılayamayacağını bilmelidir. Alman kimliğini alıp milli formayı sırtına geçiren herkes bunun kendisi için ne anlama geldiğinin farkında olmalıdır. Özil olayı bunu göstermiştir.”
 
Mesut Özil‘in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşmasına gösterilen tepki nedeniyle Alman milli takımındaki kariyerine son verdiğini açıklaması Rheinpfalz gazetesinin yorum köşesine şöyle yansımış:
 
"Özil'in İlkay Gündoğan ile birlikte Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çektirdiği resim hakkında şimdiye kadar konuşmaması büyük hataydı. Hafta sonunda görüşlerini uzun uzun dile getirdi. Demek söyleyecekleri vardı. Neden derhal kendini savunmadı ve Dünya Kupası sona erene kadar ağzından çıt çıkarmadı? Sükût her zaman altın değildir. Mesut Özil sonunda her şeyi ve herkesi eleştirip, önüne çıkana saldırarak tepkisini ortaya koydu. Milli takımı bırakmasına ‘ırkçılık ve saygısızlığı' gerekçe gösterdi. Genel hesaplaşma yoluna başvurmakla kendini hedef tahtasına oturtmuş oldu.”
 
image
Tagesspiegel gazetesinin yorumunda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde farklı seçenekler üzerinde düşünmek gerektiği belirtiliyor:
 
"Olağanüstü Hal uygulamasının sona ermesi Türkiye'yi demokratik bir ülke yapmaz. Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın seyahat uyarılarını yumuşatması Berlin yönetiminin son yılların krizler dizisini kapatmaya hazır olduğunu gösteriyor. Orta vadede Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeni bir zemine oturtulması gerekir. Teorik olarak devam ettirilen tam üyelik görüşmelerinin ne anlam taşıdığına kimsenin aklı ermiyor. Alternatifleri düşünülüyor ama hiçbiri şimdiye kadar somutlaştırılamadı. Tartışılan seçenekler arasında gümrük birliğinin genişletilerek, Türkiye'ye tam üyelik garantisi vermeyen bir serbest ticaret anlaşmasına dönüştürülmesi de bulunuyor. Geride bıraktığımız yıllardaki gibi yeni krizlerin patlak vermesi de mümkündür.”