Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
KONUK KOLTUĞU

KONUK KOLTUĞU
TORBA YASANIN SÜPRİZİ -Tarhan Erdem
21 Temmuz 2014, 07:38
 
Torba yasanın getirdiği sorunların yanına, komisyonların tasarı ve teklifleri genişletme sorunu eklenmiştir!

2001 başlarında, ağır ekonomik sorun çıkmasaydı, belki de “torba kanun” hayatımıza girmeyecekti. Cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını başbakanın önüne fırlatınca, bütün göstergeler izlenemeyecek düzeylere çıkmasıyla torba yasa doğmuştur.

Başbakan Ecevit’in davet ederek, üç gün içinde ekonomiden sorumlu bakanlık koltuğuna oturttuğu Kemal Derviş’in, hazırladığı program gereği, bazı yasalar hızla değiştirilmeli ve yeni yasalar çıkarılmalıydı.

İşte o günlerin icadıdır “torba kanun”; ekonominin gereklerini, kanun yapma tekniğini ve geleneği ihmal ettirmiştir.

Çıkarılması zorunlu hükümleri Başbakan’a veren Derviş ve arkadaşları, masalarına döner dönmez yeni tedbirleri hazırlamaya koyulmuşlardı; öyle ya, kanun tekniği ve hukuk nizamının gerekleri, meclisin sorumluluğundaydı.

“Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” 4684 sayı alarak 2001 yılı Haziran ayı başlarında kabul edilince, “torba yasa” adı verilen yeni bir kanun yapma kolaylığına kavuşuluyordu!

Mamafih, bu yasadan önce bütçe yasasında değişiklik yapılmış, bazı kararnameler çıkarılmış ise de değiştirilmesi gereken daha pek çok yasa vardı. Nitekim 40’dan fazla yasa değiştirilmişti o ilk torbada.

“Derviş kanunları” döneminde, çıkarılan 140 kanunun 3’ü torba yasaydı.

Birçok meselesini çözmek için aynı yola başvuran AK Parti iktidarının '40’ıncı torba'sı da Meclis genel kurulunda bugünlerde görüşülendir!

Kanun yapma geleneği ve tekniği bozulmadan da, 4684’ile “torba kanun kapısı” açılmayabilirdi. Koalisyon tasarının başlığına, içeriğini doğru biçimde belirtmek üzere, “İhracatı Geliştirme Merkezi Kurulması ile Bazı Kamu Bankaları, Vergi ve Finansman Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yazılabilirdi. O güne kadarki geleneklere bu kanun adı daha uygundu, esas itibariyle tasarı içinde bunun dışında bir konu yoktu.

O günkü koalisyonun yöneticileri, belki de hızla değişen ortamın ihtiyacına göre “yeni maddeler koyabiliriz” düşüncesiyle, tasarıya bağlayıcı bir ad koymamayı uygun görmüşlerdi. Yasamayı bugünkü gülünç duruma düşüren “torba kanun dönemi” bu samimi düşünceyle başlamış oldu maalesef!

Konusu, amacı ve işlevi bakımından birbiriyle ilişkisi bulunmayan çok sayıda madde bir yasa önerisine konularak, hukuk düzenimizde yaralar açılmaya, sorunlar yaratılmaya devam edilmektedir.

Meclis'te görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı Plan Bütçe Komisyonu Raporu, hükümet tasarısı ile üyelerin Meclis Başkanlığına çok önceden sundukları 108 teklifin birleştirilmesiyle hazırlanmıştır.

Hükümet tasarısı Soma olayının ortaya çıkardığı işçi sorunlarından çıkarak çalışma hayatını düzenlemek amacıyla hazırlanmıştı. Meclis tatile girmek üzereydi, hükümetin halkın değişik kesimlerini ilgilendiren sorunlarını çözeceğine inandığı konular vardı;, bunları Soma havasının çözebilirdi.

61 madde olan ilk tasarı bu düşüncelerle Komisyonda 147 maddeye ulaştı.

Bu raporla, torba yasa uygulamasına bir yenisi eklenmişti. İçtüzüğe göre kendilerine havale edilmeyen işler dışına çıkmamaları gereken komisyonlar, eğer başkanlıkça havale edilen tasarı ve teklifler dışına çıkıp yeni işleri de torbanın içine koyarlarsa ne olacaktı?

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, komisyonun çalışma usulünü içtüzüğe uygun görmemiş, kendisine gönderilen komisyon raporunu; komisyonların, kanun teklif edemeyeceklerini ve kendilerine havale edilen işler dışında kalan işlerle uğraşamayacaklarını belirttiği yazıyla komisyona iade etmiştir. Ancak Komisyon Başkanı Recai Berber, hemen aynı gün görüşünü bildirerek raporun genel kurulun onayına sunulmasını istemiştir.

Komisyon başkanı iade yazısında, şu görüşü bildirmiştir: “Bütçe Komisyonunda birleştirilen tekliflerdeki kimi düzenlemelerin yanısıra, ülkemizin son derece önemli sorunlarının çözülmesi konusunda ihtiyaç duyduğu diğer düzenlemeler de tasarıya eklenmiştir. Bu düzenlemeler esas itibariyle birleştirilen tasarı ve tekliflerin düzenlediği alanlara ilişkindir.”

Komisyonun “önemli ülke sorunlarının çözümü konusunda ihtiyaç duyulan düzenlemeleri de” teklif ve tasarıya eklemesi tavrı, iktidar partisince benimsendi; Meclis genel kurulu da bu uygulamayı kabul etti, Meclis Başkanı'nın görüşü kabul görmedi!

Böylece yasama organımızda yeni bir “yasa hazırlama anlayışı” uygulanmaya başlamış olmaktadır!

Giderek genişlemiş bulunan “Torba yasasına koyalım” uygulaması bu yeni anlayışla daha da belirsizleşecek, yasama faaliyeti milletvekillerinin “kabulü” içinde kalmayıp, “bilgileri” dışına taşacaktır.

Torba yasanın getirdiği onarılması güç sorunların yanına bir de komisyonların tasarı ve teklifleri genişletme ve yasa teklifi inşa etme sorunu eklenmiştir!

Sorunun çaresini partiler görüşerek bulabilirler. Bizim gibi dışardan öneri yazmanın bir anlamı olmaz; sorun büyük ve derindir!

TBMM “yasama organı” mıdır? Torba yasası yöntemi “komisyon yasası”na mı dönüşmektedir?

Tarhan Erdem / RADİKAL

YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR