Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
KONUK KOLTUĞU

KONUK KOLTUĞU
ŞEYH SAİT'İN TORUNLARI ! - Ümit Zileli
27 Mart 2017, 19:16
 Şeyh Sait’in torunları!..
 
​Sıfatı “Şeyh” idi..
 
Babası da, dedesi de, büyük dedesi de aynı sıfatı taşımıştı. Nakşibendi tarikatı üyesiydi. Çok varlıklıydı. Hem şeyh hem de zengin olunca, bir de üstüne şeriatın ağdalı dilini kullanınca, Doğu Anadolu'da epey sözü geçen bir konuma yükselmişti…
Cumhuriyetin kuruluşundan yalnızca 14 ay sonra isyan bayrağını çekti… İsyan öncesinde, tüm aşiretleri tek tek gezerek, hükümetin çıkardığı yasalarla dinden çıktığını, Mustafa Kemal'in dinsiz olduğunu, kuran ve namusun elden gittiğini söyledi… Yetinmedi, bir fetva yayınlayarak, Cumhuriyete karşı cihad ilan etti, üstelik garanti de verdi:
 
-Bu cihada katılan herkesin hem canı, hem malı helaldir!..
 
Pek çok güçlü aşiret bu fetvaya kulak asmadı. Toparlayabildiği güçler ve İngilizlerin tam desteğiyle Cumhuriyeti yıkma çalışmalarını yürütürken, isyan hiç istemediği kadar erken ve hiç ummadığı bir biçimde Piran'da patlayıverdi. Hızla yayıldı. Öyle ki; isyancılar Diyarbakır'ın kapısına kadar dayandılar… Ve orada kaldılar!.. 11 Şubat 1925'te başlayan isyan 26 Mart'ta Türk Ordusu'nun kesin zaferiyle sona erdi. Varto'da, İran'a kaçmak üzereyken yakalandı. Diyarbakır'da yargılandı ve asıldı…
 
-Amacı, padişahlığı, hilafeti, şeriatı getirmek ve Abdülmecid'in oğullarından birini başa geçirmekti…
 
Arkasında, son padişah Vahdettin'den Kürt Teali Derneği yöneticilerine ve İngiltere'ye kadar, Cumhuriyete düşman geniş bir destekçi gurubu vardı…
-Adı, Şeyh Sait'ti…
 
YOBAZIN HEYKELİ VE TÜRK MİLLETİ!..
 
İsyanın üzerinden yaklaşık 89 yıl geçti…
Şeyh Sait'in ardılları, idam edildiği yere heykelini dikmek için kolları sıvadılar… Kahraman ve şehit ilan edilmesi de cabası!.. Uğruna idam sehpasına çıktığı fikirlerinin önemli bölümü ise hayata geçti.. Hem de yasalar ve paketler yoluyla!..
 
-Şööle bi mezarından doğrulsa pek iftihar ederdi yani!..
Hele son “demokratikleşme paketi” yok mu, tadından yiyemezdi valla!.. Üstelik bu paketin ilk olmadığını, daha sırada ne “paketler” olduğunu duysa, bu defa sevincinden giderdi, tutamazdınız…
 
Gerçekten, bu iktidar, 90 yıl cumhuriyete karşı savaşmış, altını oymak, yıkmak için her yolu denemiş yeminli cumhuriyet düşmanlarının tümünün “hayır duasını” aldı!.. “hedef 2023” diye yola çıkanlar, zaten şu son 11 yılda cumhuriyetin tüm kazanımlarını teker teker satılığa çıkarmış, temellerini çürütecek her türlü adımı atmışlardı… Tüm okulların imam hatipleştirilmesi, kamu alanlarının türbanlılara açılması, sondan bir önceki açık saldırılardı..
 
Şimdi “tabuta çakılacak son çivilerde” sıra…Son çivinin adı bile belli:Türkiye İslam Cumhuriyeti!..
 
Parçalanmış, bölünmüş, halkı cemaatleştirilmiş bir cumhuriyet tabii.. Efendilerin yüzyıllardır istediği sonuç yani!.. Taa Berlin anlaşmalarında, gizlice yaptıkları, Osmanlı'yı paylaşma sözleşmesi Sykes-Picot'ta, Sevr Antlaşması'nda istedikleri bu değil miydi?.
 
Amerikan Başkanı Wilson'un kaleme aldığı “prensiplerinde” Türklerin önce “Küçük Asya” denilen Orta Anadolu'ya gönderilmesi, sonra da “geldikleri yere defolup gitmeleri” nal gibi öngörülmüyor muydu?..
 
Büyük efendilerin minik piyonlarının, tam da bu hülyayı gerçekleştirmek için görevlendirildikleri son derece açık değil mi?. Avrupa Birliği'nin, ABD'nin paketi böylesine bağırlarına basması başka nasıl açıklanabilir acaba?.. Ancak, bir noktayı fena halde atlıyorlar.
-Türk Milleti!..
Evet, “geç kalan” bir millettir, bıçak kemiğe dayanınca değil, kıtır kıtır kesince aklı başına gelir, biraz “bana neci” tarafı da vardır.. Üstelik üşengeçtir de… Ama ayağa kalkana, “yeter be!” diye haykırana kadar… Sonrasını tarih baba yazıyor…
 
image
HAİNİN RUHUNA FATİHA!..
 
Ve 92 yıl sonra bugün…
Diyarbakır'da, hem de Cumhuriyet'in vilayet binasının tam karşısına bir pankart asıldı. Halkı referandumda “Evet” oyu vermeye çağıran pankartta aynen şöyle yazıyordu:
-Her EVET Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır.
 
Altında nal gibi AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı logosu bulunan pankartta Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın 1 Nisan'da Diyarbakır'da olacağı da müjdeleniyordu… Aslına bakarsanız pankart da kötü bir 1 Nisan şakası gibiydi!..
 
İngiliz desteğinde “şeriat isterük” diye henüz 14 aylık Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ayaklanan, vatan evladı Mehmetçikleri şehit eden, yaptıklarıyla Musul'un kaybedilmesinde en büyük neden olan, vatana ihanetle yargılanıp Diyarbakır meydanında asılan
Şeyh Sait'in ruhuna Fatiha öyle mi!..
 
O pankartın tam da karşısına asılmasına izin veren vali sıfatlı muhteremin biraz olsun yüzü kızarmadı mı, azıcık olsun utanmadı mı çok merak ediyorum doğrusu!.. AKP'nin il başkanı ve diğer yetkililerine söylenecek laf yok; tıynetleri buymuş der geçerim!.. Ancak, bu referandumda “Evet” oyu vermeyi düşünüp, hâlâ Atatürk'e “başbuğ” diye sahip çıkan ülkücülere ve de “Biz onların değil, onlar bizim çizgimize geldi” diyen Vatansever arkadaşlara bir sorum olacak:
 
-Her gün milliyetçilik narası atıp, tescilli bir vatan haini gericiyi “her evet ruhuna Fatiha'dır” diye göklere çıkaran bu kafaya nasıl bir sıfat yakışır acaba?!.
 
Ümit Zileli

YAZARA AİT DİĞER YAZILAR

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 DOLANDIRICILAR CUMHURİYETİ -Timur Soykan
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR