Tuna nehrinin üstünden trenle geçerken geçtiğiniz köprü size yabancı gelmeyecek bir an için bizim boğaz köprüsünün bir boy küçüğünden geçiyor izlenimi yaratabilir. Aradaki fark boğazın su rengi ve muhteşem manzarası olur mutlaka.Bükreş yolundayım

Eğer ilk kez doğu bloku ülkelerden birine geliyorsanız kril alfabesiyle yazılı tabelalar size şehrin yabancısı olduğunuzu hatırlatacaktır ana dili gibi bildiğiniz inglzcenizin işe yaramadığını görünce Rusca öğrenyimmi diyebilrsİnİz..Hiç plan yapmadan geldiğim Bulgaristan’ın Ruscuk şehrinden trene atladım ve 2 saat uzakta olan Romanya’nın başkenti Bükreş’e gidiyorum.

Plansız spontone yaşamak beni hayata daha fazla bağlıyor.Dostlarım bu kadar gezme diyor ama bende onlara kefenin cebi yok gezin dünyada çok keşfedilecek güzellikler var diyorum. Ruscuk garından trene bindim yaklaşık üç saat sonra Bükreş tren garında idim

Meğerse araç ile Ruscuk'tan 2 saatlik yolmuş..Burada iki  yada üç gün kalma planım var.

Trenden inip ilk önce merkeze gittim Historic Center’de butik bir otele yerleştim tam barların ortasında.Sarhoş olsamda sürünerek otele çıkacak mesafede. Evet efsane Galatasay’lı Hagi’mizin Bükreş’indeyim.

Bükreş Tuna Irmağının bir kolu olan Dimbovita’nın kıyısında kurulmuş ve bugün şehir son derece planlı ve konut surununun yaşanmadığı bir şehir olma özelliğini taşıyormuş. Romanya'nın ticaret merkezi olan bu şehirde ilk izlenimim caddelerin bulvarların genişliği ve sıra sıra dev tarihi saray tarzı binaları ile baş döndürüçü estetiğe sahip olması idi..

Çok sayıda gece klübü, bar, kafe ve restoranın yer aldığı Historic Center (Tarihi Merkez), kentin güzel yeri. Kentteki en eski kilise olan Biserica Curtea Veche bu bölgenin en önemli yapılarından biri kesinlkle Bükreşte bu kiliseyi gezin derim

Bükreş sadece bu binaları ile değil ,dünyanın en özel müzelerinin olduğu bir kent olarakta başka bir üne sahip.Kentte bulunan Muzeul Taranului Roman (Romanian Peasant Museum), Muzeul Satului (Village Museum), Muzeul National de Arta (National Art Museum) ve Zambaccian Müzesi kentin ve Romanya'nın zengin kültürünü yansıtan müzelerini kısa olan tatilimde hızlı bir tur ile gezmeye çalıştım

Bükreş gördüğüm markalar ile moda şehri olarak dikkatimi çekti.Ünlü uluslararası markalara ait zincir mağazalar Calea Victoriei ,Bulevardul Magheru'da ve Piata Uniri cvarındaydı.Müze ve tarihi sarayları gezerken bunlarında görmek modernlik ve tarihin harmanlaşması oldu.

Bükreş, Avrupa'nın en gözde şehirlerinden biridir söylemini Bükreş’i görmeden anlamanız zor.

Orta çağa ait, neoklasik ve özgün tarihi yapıları, Çavuşesku komünist dönemden kalma eserleri ve çağdaş binaları barındıran mimarisi, modern park ve bahçeleri, kilise ve heykelleri, müzeleri, anıtları ve muhteşem ulaşım ağıyla tarih kokan ve modernlikle harmanlanmış bir kent özelliği taşıyor.

Avrupa'nın en güzel şatolarından biri olan Peles Şatosu'nu gezmek büyük keyfti. Palatul Poporului (hükümet sarayı) - Ateneul Roman (tarihi yapı / konser salonu) - Mogosoaia sarayı - Cismigiu bahçeleri - Snagov manastırı - Piata Revolutiei (devrim meydanı) - Gradina Botanica (park) - Muzeul de Istorie a Mun.Bucuresti (kale) - Palatul Cotroceni (hükümet binası) - Palatul Parlamentului (Parlamento binası) onlarca özel yapıdan bazıları.Sanırım resim çekmekten büyük keyf alacaksınız. 

TÜRK LOKANTASI SÜPRİZİ

Bir gece sabah 05 kulüpten çıktım barlar sokağında yürüyorum bir türkçe müzik geldi kulağıma baktım bir Türk restorantı pencerede kebap,çorba pide yazıyor hadi girip birkaç sohbet edelim sahibi yada çalışanlar nasılsa Türktür dedm.İçeri girdim selamlar patron kim dedim, garip garp bakıyorlar duvarlar Atatürk ve İstanbul resimleri dolu ,Türkçe bilen yokmu dedim tepki yok ,sonra öğrendimki patronda çalışanlarda Romen'miş şaşırmadım desem yalamn olur bir mercimek çorbası içtim ,ama yarım bıraktım beklentimden uzaktı .

Bükreş az 4 gün plan yapacağınız bir tatil olursa çok keyf alırsınız ben tekrar trene binip Ruscuk yapıp ordan İstanbul'a dönücem karayolu tercih sebebim oldu

Gece hayatı bizim Beyoğlu bölgesini andıran bir merkezde kümelenmiş.

Hareketli çok büyük olmayan farklı tarzlarda club,bar ve live show eğlenceleri oldukça popüler eğlence yerleri için girişlerinde sorun yok, gayet rahatça içeri girebilyorsunuz ,fiyatlar çok makul .

Bükreş kesinlikle güvenli bir ülke. Bükreş’te gece hayatı lüks değil, ihtiyaçtır diyorlar yani her kesim özellikle cumartesi akşamları eğlenmeye çıkıyor ve sarhoş olmak ayıp değil..

Bükreş’te hayat pahalı değil otel restoran eğlence ucuz denilebilecek şekilde.Bükreş’te gittiğim gece kulüplerinin tarzı kalitesi ve eğlence standartı iyiki buraya gelmişim dedirtecek seviyede.

Bükreş gecelerinde cebinizde 250 dolar varsa o gece yanınızdaki kızlara istediğiniz kadar tekila ismarlayarak efsane olabilirsiniz

Nerede eğlenelim derseniz

Fratelli’s Club: Bu kulüp gerçekten mükemmel. Romen model arkadaşlarım önermişti çok sevdim burayı. hem çok ucuz hemde mankenlerin yoğun takıldığı bir yerde eğlenmek çok keyifli.

Bamboo Club Bucharest: Bükreş’in en popüler ve en bilinen gece kulübü içerde ortam fena tek kelime muhteşem .Bİr anda barın üstünde Toples ‘’üstsüz’’ dans eden bir afet güzel görürseniz kulübün dansçısı sanmayın oda sizn gibi arkadaşları ile eğlenmeye gelen birİdİr ben şaşırdım siz şaşırmayın..

The Office Bucharest: Romanya’nın ilk kulüplerinden biriymİş. Bükreş’in klasik mekanı diyorlar ve elit ortayaş buranın müdavimiymiş.. Canlı performanslarıyla sahnede İNNA harikaydı.Yanınızda Bükreşli güzel bir kız yoksa rezervasyon yaptırıp gidin derim.

The Silver Church Club: Canlı Müziği çok sevenler için özel bir mekan burası. Barok mobilyaları çok şatafatlı,sahnede Romen şarkıcı ve Romen müzikleri le değişik bir ortam.

Green Hours 22 Club Jazz Café: Bükreş’in en popüler Caz kulüplerinden biri dediler ve gittik. Caz geceleri, blues, alternatif ve klasik müzik geceleri ve diğer kültürel ve sanatsal etkinlikler keyfini yaşayacağınız keyifli mekan tabi caz severseniz.

Avrupayı trenle gezmek bir gün yapacağım planlar arasında başka bir yerde görüşmek üzere..

Mutlu Demirdelen

Şeffaf Gazete.com