Güzel ülkemiz için yazıyoruz - TOPHANE ESKİ GÜNLERİNE DÖNMELİ Şeffaf Gazete
http://www.seffafgazete.com/yazarlar/Mutlu-Demirdelen/3387/tophane-eski-gunlerine-donmeli

 

Mutlu Demirdelen

Mutlu Demirdelen
TOPHANE ESKİ GÜNLERİNE DÖNMELİ
27 Eylül 2010, 12:39
 
TOPHANE GERÇEK İSTANBUL'DU TEKRAR İSTANBUL OLMALI 
 
Tophanede olan galeri baskını kamuoyu’nda çok önemsendi gibi görünse’de bu konuda medya da birkaç kanalın dışında çokta ses getiren bir karşı duruş olmadı.

Hakkını teslim etmek gerekir ki bu konuda en gür sesli çıkışı Kültür Bakanı Ertuğrul Günay yaptı. Ne dedi: 'Anadolu’da ki kasaba hayatını kimse gelip burada dayatamaz’ İşin özeti bu; hem de tam da olayın G noktasıdır .
 
image

Bakan doğru dedi aklınızı başınıza alın Tophane Siirt’in, Bitlis’in yaşam tarzını içselleştirilemiyecek kadar zengin kültürü olan bir semttir. 

Tophane insanları 40 yıl önce Ermeni, Rum komşuları ile çok keyifli bir arada oturur, kapı önlerinde akşam sofralar kurulur, mangalda köprüden tutulan balıklar ızgara yapılır ve ince belli bardaklar ile Rum komşusu ile rakı kadehleri tokuşurdu. Bırak kaldırımda içki içenden rahatsız olmayı, yan komşusunun kapı önündeki rakılı, mangallı sofrasından rahatsız olmayan Tophane’li nerede acaba ?

Tophane'de yaşayan sakinler olarak yaşam koşullarımız tehdit ediliyor diye feryat etmiş birileri, Kimsin sen kardeşim ?                                                                                                                                                   
Sevsinler yaşam koşulunuzu, kaç yıldır o semttesiniz , 40 yıllık kaç Tophaneli vardır orda? İnsanlar aptal mı, bilmiyor mu bu günkü gerçekleri,  bu semtte yaşayan cahil gençleri kışkırtanlarını bilmiyor mu sanıyorsunuz. O bölgede olan olayları yakın zamanda  unutacak, görmeyecek kadar balık hafızalımı  bu kardeşim.                                                                                                                                                                
Geçen 1 Mayısta  gösteri yaparken polisin dağıttığı gençler Galatasaray’dan aşağı  kaçarlarken 3 - 5  protestocu genci Tophane’de sıkıştırıp sopalarla demirlerle döven kimlerdi, bir araştırsınlar, iddia ediyorum o gün o gençleri dövenler bugün galeriyi basanlardır, yani o gün o gençlerin dövülmesine öncülük edenler bugün galeriyi basanlara öncülük edenlerdir.
 
STK denilen bugünün başkanları önderliğinde oluyor bu olaylar farkında değimli o bölgeyi tanıyanlar.. Bu başkanların kime biat ettiği neden saldırganlaştırdıkları  o bölgeye yerleşen insanlara tamen göz dağı ve piskolojik baskı yapmalarının sebebi nedir? 
 
Bu STK ların kimlerden ne yardım aldığı nerden beslendiğini de araştırılmalı . Bu ali kıran baş kesen rolünü oynayacak gücü nereden alıyorlar acaba ?

2 sokak üstünüze kadar gelen modacılar, tasarımcılar, sanat atölyeleri, galeriler, cafeler. Gelişmişliğe, medeniyete ve sanata  karşı duvar ördüğünüzü, kendi kişisel egemenlikleri güçleri dağılacak diye kendini  yırtan, kışkırtıcı kendilerini semtin sahibi sanan kahvecisi berberi, bakkalı , çakkalı.. kim olduğunuz, kime biat ettiğiniz, neden kışkırtıcılık yaptığınız bilmiyormu sanıyorsunuz?

İstanbul'un 4/3’ ünde maalesef bir kasaba hayatına kayış vardır, bu da bazı güç odaklarının ve politikacıların verdiği destekle daha da gelişmekte olan STK  ve derneklerin eli ile çoğalmaktadır.

Tophane'de bu STK (Sivil toplum kuruluşları) denen dernekler  bireyselleşmiş kültür ve düşünceleri ile topluma katkısı olan  olan derneklerden mi acaba? Bunu şimdi daha iyi düşünelim.image

İstanbul’un genelinde olan Anadolu’dan gelenlerin kurduğu gurbet kahveleri bugün dernek STK oldu. Nedir ve kim bunlar ?                                                                                                                                                 
Örneğin 1970 ler’den sonra  Anadolu'dan İstanbul'a gelen, kendi hemşerilerinin kahvehanesini bulur, büyük şehirde eğitimsiz kolay yoldan bir çarkın içine girerdi ve orda küçük bir cemaat oluşur göç edenlere oralarda gecekondu  bulmak kahveci ve o semte önce gelen mahalleli hemşerilerin görevi idi.                                                                                               
Bu hemşeri  akraba iyiliği ve dayanışması sanılsa da, aslında  bu bir  kendine taraftar ve güç toplama meselesidir, semtine ne kadar köylün, hemşerin gelirse o oranda yaşadığın bölgede güçsündür.
 
Tophane’de,Tarlabaşı’nda Türkiye’den kaçan Türk vatandaşı  Rumların kilitledikleri evleri açıp işgal edip memleketlilerini dolduranlar, hatta o evlerden kira  toplayanlar bugün yaşam koşullarımız tehdit ediliyor diye feryat edenlerin kendileri ya da familyalarıdır.

İşte bugün meclise giren, ya da kendine politikada yer edinen eğitimsiz bir çok politikacı ya da STK yöneticileri denen zatlar bu kültürden palazlanmıştır.

Aşiret toplumundan, ağalık kültüründen büyük şehire  gelen insanı, Harran'ın Cumaili aşireti ağası gibi dev malikhanesinden geleneksel kıyafetli biri yönetmeyecek tabii ki...
 
Dünün, Siirt’liler, Bitlis’liler, Kelkit’liler, Şiran’lılar, Kemah’lılar Gürünlü’ler, Çayeli’ler Bayburt'lular gibi yüzlerce semt kahvehane sahipleri bugünün aynı isimli dernek yani bugünkü moda ismi ile STK ların başkanlarıdır.
 
Bunlar aynı zamanda eğitimsiz olarak meclise giden; köylü, akraba torpili ile bürokraside önemli yerlerde olan kişilerin akrabalarıdır köylüleridir, oy depolarıdır.

 


Tophane’de olanlar  bir semtte oluşan küçük bir mahalle kavgası değildir, bu bir kültür çatışmasıdır.
 
Bu olayların bir kıvılcım olacağı, Tophane'nin  gerilemesinin sonu olacağı ve gerçek bir eski İstanbul semti olacağı inancındayım. Her zaman savunduğum bir tez vardır Türk toplumunun en büyük sorunu hemşericiliktir ve insanları kaliteli yaşamdan uzak tutanda bu gelenektir, İstanbul Tophane'de oturan Siirt ve Bitlis ağırlıklı, sonradan o semte gelenlerin bu şehrin göbeğinde yaşamalarına rağmen ne kadar entegre  olmuşlardır lütfen bu bilim insanları tarafından araştırılsın.

İstanbul sanatın ve medeniyetin beşiğidir, Anadolu kasabası değildir.
                                     
  Mutlu Demirdelen 
  Şeffaf Gazete.com