Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
KAN DONDURAN İFADE
KAN DONDURAN İFADE
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılanmasına Tarsus Adliyesi Konferans Salonunda yapıldı. Duruşmada hakim sanıklardan Fatih Gökçe adına ek bir iddianame hazırlanmasına karar vererek duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.
12 Haziran 2015, 19:16

 

Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılanmasına Tarsus Adliyesi Konferans Salonunda yapıldı.

Duruşmada hakim sanıklardan Fatih Gökçe adına ek bir iddianame hazırlanmasına karar vererek duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.

Mersin’in Tarsus İlçesi Adliyesi’nde görülen Özgecan Aslan duruşmasının ardından açıklama yapan Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, duruşmada önemli bir gelişme sağlandığını belirtti. İddianamede, hakkında cinsel saldırı ile ilgili sevk maddesi bulunmayan Fatih Gökçe hakkında ek iddianame hazırlanmak üzere duruşma tutanağının savcılığa gönderilmesine karar verildiğini aktaran Küçük, "Ayrıca Suphi Altındöken’in de ek savunması alınacak. Kağıt üzerinde her ne kadar Özgecan davası görülse de, Özgecanlar davası olarak nitelendiriyoruz. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınların yaşam haklarını savunmak için ve şiddeti uygulayan erkeklerin hak ettikleri adil cezalar ile karşı karşıya kalmaları açısından önemli. Ana mücadelemiz bu. Bu konuda mahkemelerce verilen az cezalar, ceza verilmemezlik ya da çok basit, hukuken kabul edemeyeceğimiz sebeplerle indirim maddelerinin uygulanması, kamu vicdanını yok etmiştir" dedi.

ÖRNEK BİR DAVA OLMASINI İSTİYORUZ

Davada, kadın cinayetlerine verilen cezalar anlamında çok farklı karar alınmasını beklediklerini kaydeden Küçük, Necmettin Altındöken hakkında tahliye talebinde bulunduğunun altını çizerek şunları söyledi:  "Bütün mücadelemiz bu. Örnek bir dava olmasını istiyoruz. Henüz esasa ilişkin iddialarımızı ileri sürmedik. İkinci duruşmada ileri sürülecek. Duruşmamız 9 Eylül’e ertelendi. Bütün baro ve kurumların müdahale talepleri reddedildi. Mahkemenin bu kararı bizi üzmüştür ve ayrı bir infial söz konusudur. Bu davada, kamuya mal olmuş davada tam tersi bir karar çıkmasını bekliyorduk. Avukat arkadaş, dava ile ilgili bir karşılaştırma yaptı ne yazık ki. Garipoğlu davasında da babanın konumunu öne sürerek orada da babanın serbest bırakılmış olduğunu, kendilerince her hangi birilerinin olmaması dolayısı ile davayı da örnek göstererek baba hakkında tahliye talebinde bulundu ve reddedildi. Talep etmek bile abesle iştigal."  

ADİL BİR YARGILAMA OLDU

Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan ise, adil bir yargılanma olduğunu belirterek, "Karşı tarafın avukatları babayı sütten çıkmış gibi göstermeye çalıştılar. Neredeyse bir suçu yokmuş, masum gibi göstermeye çalıştılar. İnanıyorum ki, mahkeme buna inanmayacaktır. Avukatlarımız çok iyi temsil ettiler. Ek iddianamenin gündeme gelmesi tabii ki delilleri daha çok güçlendirdi, lehimize bir durum oldu" diye konuştu. 

DAKİKA DAKİKA DURUŞMA SALONUNDAN GELİŞMELER

18.30


Mahkeme davayı 9 Eylül tarihine erteledi. Tutuklu sanıkların tutuklululk hallerinin devamına karar verildi. Ayrıca hazırlanmasına karar verilerek duruşmaya son verildi.

18.02

Suphi'nin eşi, bir avukatın soruları karşısında çelişkili ifade veriyor. Minibüsün beyaz koltuk kılıflarındaki kan izlerini farketmediğini, desenleri olduğunu söylüyor. Biraz duraksayıp " Onları kayınpederim Necmittin yıkadı" diyor.

17:00

Suphi'nin Eşi Neslihan Altıntaş, SAGBİS (Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile duruşma salonuna bağlandı: 

"Eşinin elindeki kan ve yüzündeki tırnak izlerini sorunca "kavga ettim" dedi. Siyah pantolon kazağını çıkarıp yıkamamı istedi. Kan var mıydı bilmiyorum. Hiç aklımın ucuna dahi gelmedi böyle bir şey olduğunu. Zaten kavgacı biriydi, şüphelenmedim."

16:00

Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan:

Bunların başka faili meçhulleri vardır, araştırılsın

Mahkeme başkanı Özgecan'ın emekli astsubay amcası Yaşasın Aslan söz aldı:

-122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile vekendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın. Bu değerli millet için istiyorum ki herkes mutlu yaşasın.

Çok tecrübeli, pişkin, profesyonel anlatıyorlar ki. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum.

En ağır şekilde bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayıvermenizi istiyorum.

Mahkeme Başkanı sordu: Müdahil olmak istiyor musun?

-Evet istiyorum.

15:30

Müdafi avukat Fatih Gökçe'ye sordu: ''Suphi senin kemerini toplayıp fermuarını çektiğini, tecavüz ettiğini söylüyor''

Fatih Gökçe: Olur mu hiç öyle şey. Benim kızım var. Suphi ile babası yapmıştır.

 

15:05

Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.

Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.

Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?


Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.

Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.

Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.


Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?

Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.

14:45

Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.

Gökçe, "Jandarma hep ' şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."

14:25

Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:

"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da " Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.

"SUPHİ ARABAYA GİRDİ, 3 DAKİKA SÜRDÜ"

Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."

14:15

"BENİM DE KIZIM VAR"

Necmettin Altındöken ilk ifadesinini reddetti. Hüngür hüngür ağlayarak "Benim de kız evladım var. Bilsem engellerdim"  Başkan, "Cesetle onca saat gezmişsin ama" deyince reddetti.

"DOKTOR BENİ COPLA DÖVDÜ"

İlk İfadesinde gözlerinin iyi görmediği için avukatın getirdiği ifadeleri okumadan imzaladığını, polisin küfrettiğini, sağlık kontrolü için götürüldüğü doktorun kendisini copla dövdüğünü ağlayarak iddia etti.

Soruşturma Savcılığı'na verdiği ifade banttan okunan baba Necmettin Altındöken'in çelişkileri ortaya çıkıyor. Arabada bir şey görmediğini söyleyen sanık, önceki ifadesinde araçta duyduğu hırıltıyı tarif ediyor. Cesedi oğlu Suphi ile Fatih'in nasıl yaktıklarını seyrettiğini de  anlatıyor.

"ONLARI KOVDUM"

Özgecan'ın ellerini evde gördüğünü, giysi ve eşyalarını sobada yaktığını söyledi. Cesedi evine koymalarına itiraz ettiğini, küfrederek kovduğunu anlattı. 

Oğul Ahmet Suphi babasını, baba da oğlunu masumlaştırma çabasında. Baba şimdi de oğlunun psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kına gecesi kendisini bıçakladığını örnek olarak gösterdi. Bol bol gözyaşı döktü.

Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:

"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.

Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım.  Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık. 

"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"


Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.

(Bu sırada Fatih, Suphi'ye hücum etmeye yelteniyor. Jandarmalar engel oluyor)

 

Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.

 


DİĞER HABERLER

YAZARLAR

Engin Ertem Engin Ertem
 ARAZİ YATIRIMI İÇİN DOĞRU VE YANLIŞLAR
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 KONUT ALMAK ŞİMDİ DAHA ZOR OLDU
KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 TÖREHAN ÇİFTİ DOKUNULMAZLIK PEŞİNDE
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR