Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
İLAÇ VURGUNUNUN PERDE ARKASI
İLAÇ VURGUNUNUN PERDE ARKASI
Gazeteci Murat Ağırel, kansere yakalanan İbni Sina Sosyal Güvenlik Merkezi Daire Başkanlığı Müdür Vekili Fatih Çırakoğlu'nun istifa mektubunu kamuoyuyla paylaştı.
21 Aralık 2022, 14:03
 
Halk TV'de Şule Aydın'ın moderatörlüğündeki Timur Soykan ve Murat Ağırel'in katılımıyla gerçekleştirilen Kayda Geçsin programında Türkiye'nin gündemine oturacak bir dosya açıldı.
 
Gazeteci Murat Ağırel, kansere yakalanan İbni Sina Sosyal Güvenlik Merkezi Daire Başkanlığı Müdür Vekili Fatih Çırakoğlu'nun istifa mektubunu kamuoyuyla paylaştı.image
Sayıştay'ın 2017 yılında yaptığı bir denetlemede yolsuzluk tespit ettiğini ancak bu raporun gizlendiğini belirten Ağırel, sözkonusu raporu CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın ortaya çıkardığını söyledi. Kendisinin bu raporları araştırdığını belirten Ağırel, "41 firmanın 2017 yılında ithal ettiği ilaçların gümrükten giriş fiyatları, var olan fiyatları ile karşılaştırılmış. Görülmüş ki giriş fiyatı ile izin verilen nihai satış fiyatı arasında yüzde 4 bin 530 kâr farkı bulunduğu tespit edilmiş" dedi.
 
Sayıştay'ın 12 firmanın getirdiği ilaçların numunelerini aldığını belirten Ağırel, "Bunların ithalatçıları kim diye bakmış. Yüzde 90'ı yine kendileri. Ben bu firmaları aradım cevap vermediler" diye konuştu.
 
'Devlet ilaçları kendisi getirmeye karar verdi'
Devletin daha sonra bu ilaçları kendisinin getirmeye karar verdiğini ve bununla ilgili birim kurduğunu belirten Ağırel, İbni Sina Sağlık Sosyal Merkezi diye bir merkez kurduğunu oranın müdür vekilini atadığını bu kişinin de Fatih Çırakoğlu olduğunu söyledi.
 
'Beni kanser etti'
Fatih Çırakoğlu'na ait olduğunu söylediği istifa mektubunun "feryat eden bir mektup" olduğunu belirten Ağırel, mektubun içerisinde, "Ben ölüyorum, bu olaylar beni kanser etti. Yapılan baskı, tehdit, şantaj beni kanser etti. Bir ciğerimi verdim. Başka bir uzvumu vermek istemiyorum ama devlet elden gidiyor" yazdığını ifade etti.
 
240 milyon euro tasarruf sağladı
Murat Ağırel, Çırakoğlu'nun sözkonusu mektupta; göreve geldiğinde yurt dışından 58 kalem ilaç getirildiğini, kendisinden sonra bu sayının 198 kaleme çıktığını belirttiğini ve devletin 240 milyon euro tasarruf ettiğini yazdığını aktardı. Ağırel, yine aynı mektupta Çırakoğlu'nun göreve bir yıl daha devam etse tasarrufun 350 milyon euro olacağını söylediğini belirtti.
 
Çırakoğlu'nun "Firmalar benden ilaç alacaksın diye, siyasi bağlantılarını organize ederek üstümüze saldırıyorlar. Bir de yetmiyor iktidarda olanlar arkalarına aldıkları güçle kumpaslara kurarak bize türlü suçlamalarla dosyalar açtırıyorlar. Artık kar yapacağımız yerde lanet olsun diyerek istifamı veriyorum. Ben artık ölüyorum çünkü" dediğini aktaran Ağırel, Çırakoğlu'na ulaştığını da söyledi.Ayrıca Ağırel, Çırakoğlu'nun mektubu doğruladığını belirtti.
 
Bir yetkiliye "kurum olarak ilk baskıyı nerede gördünüz?" sorusunu yönelttiğini belirten Ağırel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"'İlk baskı Genotek adlı firmadan geldi bize' dedi. Firmayı sordum. 'Genotek o zaman AKP Tokat eski başkanı Şükrü Alayan'ın sahibiyim diye geldiği iş verilmesinin istediği bir şirketti' dedi. 'Biz o zaman Arjantin'den o zaman kemik iliği naklinde kullanılan ve çok zor ulaşılan Melhalam isimli bir ilacın alımı için uğraşıyorduk. Yurt dışındaki bir firmayla anlaşmayı sağladık buna rağmen bir anda ilaç firması bize bir mail gönderdi. Bizim elimizdeki tüm stoku Şükrü Ayalan ve ortağı peşin para ödeyerek aldı.' dedi.
 
Fatih Çırakoğlu bunu dilekçesinde de yazıyor. 'Bu bilgiyi kim sızdırdı?' diye sordum 'Muhtemel kişi ilaç daire başkanı' dedi. 'Tüm ilacı Şükrü Ayalan ve ortağı Birol Taşkara'nın peşin para ödeyerek aldığını öğrendik. Biz de bununla ilgili başka çözüm yolu ararken Hollanda'da bu firmanın daha önce tedarik edildiğini ve stoklandığını öğrendik. SGK'ya her şeye rağmen aynı fiyatta giriş yaptırdık. Devleti yine koruduk' dedi.
 
'Krizi çözdük ama milletvekilinin kini bize buradan başladı' diyor.Genotek firmasının kurucularına baktığını söyleyen Ağırel, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
 
Gerçekten firmanın sahibi Birol Taşkara sonrasında bunu hisse payı devrediyor. Mert Deryal diye bir kişi sahibi. Burada Şükrü Ayalan'ın ismi yok. Birol Bey'i aradım. Bu firmanın kendisine ait olduğunu söyledi. Şükrü Ayalan'ın ise ortağı değil danışmanı olduğunu söyledi. Bununla ilgili Sayın AKP Tokat Milletvekili Şükrü Ayalan'ı aradım. Bu firmada çalışmadığını söyledi. Danışmanlık soruma ise 'Ya bir ortaklık yaptık. Kazık yedik. Ayrıldık. Dostuna güvenirsen böyle olur' dedi.
 
Eski AKP'li vekil tehdit etti iddiası
Sonra bununla ilgili ulaştığım bir bilgi Birol Başaran'ın Şükrü Ayalan ve arkadaşları tarafından tehdit edilerek 10 milyon euro alındığı iddia ediliyor. Bununla ilgili Birol Başaran 'doğru' dedi.'Savcılığa başvurdunuz mu?' dedim. 'Evet ama araya hatırlı kişiler girdi geri çektim' dedi.
 
Ağırel kurumdan bir kişinin kendisine aktardıklarını şöyle anlattı:
Bir gün AKP Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Bölükbaşı aradı. Devlet için güzel şeyler yapıyordu. Bir buçuk yıllık ilaç siparişi verilmesini istedi biz bunun olmayacağını yalnızca 6 aylık verilebileceğini söyledik. Sonrasında Yasin Bölükbaşı'nın ortağı Sertaç isimli bir kişi var. Bu kişi ile Fatih Bey odada karşılaştılar yumruklaştılar.
 
Daha sonra Yasin Bölükbaşı'nı arayan Ağırel, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yasin Bölükbaşı 'Bu iddia doğru değilKesinlikle kabul etmiyorum' Zaten bir buçuk yıllık ilaç satamazsınız. Ancak şöyle durumlar oluyor. Ben bu firmanın sahibiyim doğru. Bu bizim grup firmalarımızdan birisi. DFL İlaç Ecza deposunun da sahibiyim' dedi. Sorunun ne olduğunu sorduğumda ise 'Bazen bin kutu oluyor ya da yıllık ihtiyacı oluyor kurumun alabilir misiniz üretmiş gibi. Bu söylenebilir yoksa böyle bir şey haddime de değil. Kesinlikle kabul etmiyorum. Diğer tartışmadan haberim yok. Ama bu kurumun varlığı Türkiye için çok önemli' dedi.
 
Ağırel anlatımına şöyle devam etti:
İstanbul'dan biri geliyor kuruma. Ben Bayram Bilgin diyor. Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem referansıyla geldim diyor. Loyality isimli bir firması varmış. Bunu bulamadım. Bu firmayla kuruma ilaç satmak istediğini söylüyor. Kurumdakiler bunun böyle olmadığını, ilaç listesinde olması gerektiğini, belirli ödeme koşullarının olduğunu, tazmin şartlarını anlatıyorlar. Bu kişi durmuyor AKP cenahındaki tüm siyasetçilere gidiyor o ilacın alınabilmesi için. Ben size herkesten ucuz veriyorum almıyorsunuz diyerek bu sefer mahkemeye gidiyor. Mahkemeler de hala devam ediyor.
 
Önce tehdit, sonra 4 aylık sonuçsuz çalışma
Maliye Bakan Yardımcısı Osman Dinçbaş'ın iş takibi yaptığı, gayriresmi ortağı olduğu belirtiliyor dilekçede. Genel Müdür arıyor bir gün. Osman Dinçbaş'ın aradığını söylüyor ve kutusu 11 bin 800 euro olan bir ilaçtan bin adet alınması emrini veriyor. Emri veren kim Maliye Bakan yardımcısı. Müdür alamayacağını söylüyor. Ondan sonra Fatih Bey'e geliyorlar. Biz alamayız diyorlar. Herkesi geçtik seni geçemiyoruz diyorlar. Tehdit ediyor.
 
Ertesi gün Maliye müfettişi 4 kişi kuruma geliyor. Kurumu denetlemeye başlıyorlar. Kurumdaki diyor ki sizin yetkiniz yok. Tamam deyip gidiyorlar. Bu sefer 4 kamyon dolusu reçete istiyorlar. Adam dilekçesinde diyor ki biz devletin kağıdına acıdık.
 
Osman Dinçbaş 2021 yılında görevinden alınıyor. Bahsi geçen firmanın ise Rus ortaklı bir firma. Başka bir yabancı firma daha var sonra o yabancı firma çıkıyor aradan. Türk ortağı oluyor. Türk ortağı da Mehmet Can Göker. Bu firmalar oraya ilaç satmaya çalışıyor.image
Başka bir olay. AKP Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz'in olayı.
Hüseyin Filiz de yine kurumu arıyor. Yeğeni Yavuz Filiz'in CMC adlı bir firma kurduğunu, kurumla çalışmak istediğini söylüyor. Randevu veriliyor, kuruma nasıl ilaç verebileceğini ya da ne gibi ilaçlar olduğunu anlatıyorlar. Yeni kurulan bir firma olduğu için de o silsileyi anlatıyor. "Benim amcam sizi arıyor siz nasıl benden ilaç almıyorsunuz" diye olay başlatıyor. Çalışma Bakanlığı teftiş kurulundan bu sefer Hulusi Ay diye biri arıyor. Yaşanan olayla ilgili bilgi istiyor. PTT tarafından Hulusi Ay'a sahte isimle imzasız kurum hakkında mektuplar gitmiş ve onunla ilgili de soruşturma başlatıyorlar.
 
Eski AKP'li vekil yayına bağlandı
Daha sonra yayına Şükrü Ayalan bağlandı ve şunları söyledi:
Bahsettiği şeylerin tamamen yalan olduğunu, bunu yargıya taşıyacağımı öncelikle söyleyeyim. Eğer ben kuruma herhangi bir şekilde bir kutu ilaç vermişsem onu da arkadaşlar izah edebilirler. Verdiğim teklifler alınan ilaçlardan çok daha ucuz değil de yarısından vermişsem onu da araştırın. 10 TL'ye aldığım ilaca ben 2-3 lira fiyat vermişsem ve alınmadıysa o arkadaşlar başka ilişkiler içerisinde olabilirler bu beni ilgilendirmez. Fakat ben görüşecek olsaydım SGK'nın bağlı olduğu Bakan ile de görüşebilirdim. Ama böyle bir şeye asla tenezzül etmedim. Hiçbir şirkete danışmanlık yapmadım. Hayatımda da kimseye danışmanlık yapmadım. 15 yıl milletvekilliği yaptım üç dönem. Bu süre içerisinde tek bir ticari ilişkim de sözkonusu değildir. Ekonomik ilişkilerimde de çok şeffaftır. Özgeçmişime baktıysanız ben psikiyatristim, doktorum. Yapabileceğim işler de zaten bellidir. O nedenle verdiğimiz teklifler de konuştuğumuz şeyler de hepsi şeffaf ve ortadadır. Hiç kimseyle ortaklığım sözkonusu değildir.
 
Geçmişte yaşadığım danışmanlık olarak addedilen şey benim şirketimdir.
Orada yaptığım ticari bir hatadan dolayı, devlete yapılmış bir kazıktan bahsetmiyorum. Ben şerefimle yaşamış bir adamım, ama herhangi bir şerefsiz bir iddiaya da cevap vermek zorundayım. Benim herhangi birisiyle ortaklığımı ya da görüştüğümü ispat ederseniz her türlü yaptırıma razıyım. Siz ispatlayamazsanız ne yapacaksınız siz karar verin. İstifa eden arkadaş kim tanımıyorum, görmedim de. Beni ne ilgilendirir? Genotek'te ortaklığım yok. (Başka bir firma ismi veriyor) Firma milletvekilliğim bittikten sonra kurduğum bir firmaydı. Ama daha sonra o şirkette yanlışlarla muhatap oldum ve ayrıldım. Birol Taşkara benim yanımda çalışan elemanımdı. Genotek ile benim herhangi bir ilişkim yok.
 
Genotek benden bağımsız kurulmuş bir şirketti. Ondan haberim yoktu.
Problem de orada çıktı. Benim ilaçlarımı Genotek firması üzerinden vermiş ve benim adımı kullanarak vermiş. Orada ben dolandırıldım. Birol Taşkara suç duyurusunda bulundu, sonra 'Ben yanlış görmüşüm' falan gibi ifadeler verdi. Benim bir kişiye silah çekmem sözkonusu bile olamaz. Benim iyi niyetimden kaynaklanan yanlışlar sözkonusu. Hindistan kökenli, Amerika kökenli ilaçlar teklif vermişim, ama hiçbir ilacım alınmadı ve benim verdiğim tekliflerin hepsi alınan ilaçlardı. Benim verdiğim teklifleri ve aldıkları fiyatları açıklasınlar, o teklifler arasındaki fiyat farkını, uçurumu görün sonra beni suçlayın.
 

DİĞER HABERLER

YAZARLAR

KONUK KOLTUĞU KONUK KOLTUĞU
 TÖREHAN ÇİFTİ DOKUNULMAZLIK PEŞİNDE
Engin Ertem Engin Ertem
 KENTSEL DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜN CAN SİMİTİ
Mutlu Demirdelen Mutlu Demirdelen
 İRANLI'NIN KKTC'Yİ SİNSİ İŞGAL GİRİŞİMİ
Cansu Aksoy Cansu Aksoy
 AİLE MAHKEMELERİNİN DİKKATİNE!
Av. Remzi Kazmaz Av. Remzi Kazmaz
 AKBELEN ORMANLARI VE PARİS İKLİM ANLAŞMASI
Süleyman Yıldız Süleyman  Yıldız
 AKLIM BOSNA'DA KALDI

SİTE ANKET

TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUN NEDİR ?








EN ÇOK OKUNANLAR